| |
|
|
Onun geçmişinde parlak bir gelecek vardı..
Bir partinin iç işlerini yorumlamak aslında çok zordur dışarıdaki yorumcular için. Siyaset zaten anlaşılması zor bir meslek. Rahmetli Turan Güneş, "Biz siyasetçiler diğer insanlara benzemeyiz. Vücut salgılarımız farklıdır" derdi. Siyasetçilerin parti içi mücadelelerini anlamak ise iyice zordur. Örneğin bir parti, iktidar olup, vizyonlarını gerçekleştirmek ve icraat yapmak için birleşen insanların siyasal örgütüdür. Ama şu andaki CHP yönetiminin iktidar olmak benzeri bir hedefi var gibi görünmüyor. Çünkü alternatif bir vizyon sunmuyorlar topluma. Bunun yerine Genel Merkez'i eleştirenleri tasfiye etmeye adamışlar kendilerini. Ama kimi ihraç etseler, yargı bunları geri gönderiyor CHP'ye. Önceki gün daha da kötüsü oldu. Yüksek Disiplin Kurulu'na gönderilen Mustafa Sarıgül'ün ihraç edilmesi istemi, 7'ye karşı 8 oyla reddedildi. Herhalde mümkün olsa, CHP Genel Başkanı Baykal, Yüksek Disiplin Kurulu'nun 8 üyesinin de ihraç edilmeleri için, onları da Yüksek Disiplin Kurulu'na sevk ederdi. Ya da Japonya'da olsalar, onları harakiriye davet ederdi belki. Bu mümkün olmadığı için ve Yüksek Disiplin Kurulu da Kurultay tarafından seçildiği için, kendince bir taşla iki kuş vurmayı tasarladı. Kurultayı olağanüstü toplantıya çağırdı. Bunu yaparken de, Disiplin Kurulu üyelerinden birinin, diğerine rüşvet teklif ettiği iddiasını seslendirdi. Bir taşla vurulması tasarlanan kuşlardan biri, tabii ki Mustafa Sarıgül. Kurultay erkene alınınca, Sarıgül CHP örgütüne dönük çalışmasını yapamayacak ve Baykal, onu delegelerin oyları ile silecek. Diğer kuş da, Baykal'ın disiplinini kabul etmeyen Disiplin Kurulu üyeleri. Kurultay'da bunlar da değiştirilecek. Benim görebildiğim kadarıyla, burada bir yanlış var. Bir taşla iki kuş vurulması amaçlanıyor. Ama gerçekte iki kuşla bir taş vuruluyor. Kim kuş, kim taş meselesine girmenin anlamı yok. Fakat Mustafa Sarıgül'ün, eti çok sert ve yenilmesi çok zor bir kuş olduğu kesin. CHP yönetimi seçim kazanmaya alışkın olmayan isimlerden oluştuğu için, Sarıgül'ün rekor sonuçla kazandığı son yerel seçim, doğal olarak rahatsızlık yaratmış olabilir. Ancak şunu da bilmekte fayda var. Deniz Baykal yönetiminde girilecek bir seçimde, şu andaki CHP milletvekillerinin yeniden TBMM'de yer almaları imkansız denecek kadar zor. Yeni bir rüzgarı arkalarına almazlarsa, CHP, 1999 seçimlerindeki gibi yeniden barajın altında kalabilir. Hangi İngiliz politikacısı rakibi için söylemiş hatırlamıyorum. Şöyle bir cümleydi: O'nun geçmişinde, çok parlak bir gelecek var! Açıkçası CHP'nin ihtiyacı, geçmişinde değil bugününde parlak bir gelecek olan lider ve kadrolardır. Herhalde Kurultay delegeleri de bunun farkındadır ve Deniz Baykal'ın geçmişindeki parlak gelecek uğruna, CHP'yi gelecekte iktidara taşıyabilecek kadroları tasfiye etmezler.
|