|
|
Görgüsüzlük çağı
Yere tükürmek, toplum içinde geğirmek, böğürmek, çayı höpürdetmek, teşekkür etmemek, çarpıp da pardon dememek bildiğimiz öküzlüklerden, çok pardon, görgüsüzlüklerdendir. Peki dahası nedir? Onları da 'Görgüsüzlükler Çağı' kitabında Yüksel Söylemez yazmış. Hoop bir çırpıda okuyuverdim. Peki Yüksel Söylemez kimdir? Yetmiş dört yaşında emekli büyükelçi, ressam ve şair. Eh yaş ve konum itibariyle pek kibar, saygıda kusur etmeyecek, beyefendi bir kişilik tabii. Hal böyleyken dan dun, "Yaşasın paşa keyfim, gerisini iperim" parolalı günümüz dünyası ters gelmiş. Tutmuş görgüsüzlük çağına döşenivermiş. Adabı muaşeret'i bir bir izah etmiş. Sokakta, toplum içinde, sinemada, sofrada, davette, yolculukta, evlilikte nasıl davranılmalı, neleri asla yapmamalı. Üstelik öküzlük pardon görgüsüzlük seviyenizi ölçmeniz için de konu sonlarına testler konuşlandırmış. Çözün, halinizi görün derim. Şimdi bana sorarsanız; evde davet vermekten, telefonda konuşmaya kadar Yüksel Söylemez her şeyi düşünmüş de, biraz eksik kalmış. Günümüz insanına yetmez bu iş burada bitmez. Bari mevzuyu güncelleştirelim. İşte tüylerimi diken diken eden görgüsüzlük nağmeleri... Spor salonuna giderken çantayı başkasına taşıtıp, pırlanta takılarla spor yapmak... Öğlen 12.00, gece 02.00 Nişantaşı Beymen Brasserie'e konuşlanıp onu bunu kesmek... Karınla takıldığın mekânlara metresini götürmek... Gazetecilere poz verdikten sonra kameranın dijital ekranından resimlerine bakıp "Onu bas, bunu basma" demek... Taşıdığı üç cep telefonunu da sofraya dizmek... Yemekte ona buna cepten mesaj çekmek... Sinemada, tiyatroda cep telefonunu açık bırakmak... Sizden önce taksi bekleyenlerin önüne geçmek... Şarkıcı bozmalarına kırk şişe şampanya patlatmak... Ağızda cak cak sakız çiğnemek... Başı sıkışınca 'Sen benim kim olduğumu biliyor musun?" çekmek... Arkadaşının manitasıyla kırıştırmak (sanki başka kız kalmadı)... On beşlik kızların milyarlık pırlantalar takması... Densiz erkeklerin ortalıkta "Abi dün gece şu karıyı götürdüm" tonunda maceralarını döşenmesi... Tuvaletten çıkarken sifonu çekmemek, elleri yıkamamak... Ağızda kürdanla Red Kit misali dolanmak... Kapalı mekânlarda güneş gözlüğünü çıkartmamak... Lüks arabalarla okula gitmek... Cepten tomarla para çıkartıp milletin gözü önünde saymak... Nişantaşı'ndaki yılbaşı partisinde evlerin önüne işemek...
|