İnatçı zaviye
Bir olayın, bir haberin, bir acının, bir felaketin etrafında bir çok açı var. "Objektif" denen bilgilerin, mesela ölü sayısının dışında, zaviye biraz da sizin yüreğinizle, aklınızla şekillenir. "Sübjektif" açınız kimi şüphelerle, kimi verilerle oluşur; çöker yahut yeni bilgilerle takviye olur. Bu sütunda, izlediyseniz, "Tsunami uyarısı" üstüne bir zaviye oluştu; üç yazı ısrarla bunun üstünde durdu. Yani, ABD'nin yönettiği "Pasifik Tsunami Uyarı Merkezi"nin, 15 dakika içinde, üyesi 26 ülkeye uyarı çıkardığını, deprem sonrasında dalgalar çarpana kadar 2-3 saat vakti olan Sri Lanka ile Hindistan'ın ise, "sisteme üye olmadıkları, uyarı cihazları bulunmadığı ve kimin aranacağı bilinmediği için" haberdar edilmediğini inatla yazdım. Neye inatla? "Doğal felaket"in büyük haberini yaparken, feci yahut insani ayrıntılar üstünde dururken, bu "ayrıntı"nın ciddiyetinin gözden kaçırılmasına inat. Hint Okyanusu'nda, Afganistan ve Irak'ı bombalayan uçaklar ile 1700 askeri, 1500 sivil personelin bulunduğu ABD üssü Diego Garcia adası uyarılırken, diğer ülkelere, "bir tek can kurtarmak için bile" uyarı yapılmamış, yapılamamıştı.
İnadım sürüyor; kimi yerlerdeki başkaları gibi. Ve görüyorum ki, Batı ve ABD medyasında, bu soru yavaş yavaş, evet epey yavaş olsa da, okyanusun diplerinden yerüstüne çıkıyor. Hani Türkiye'ye "Evet" denmişti ya, işte o Avrupa Parlamentosu'ndan Nirj Deva, Sri Lanka'ya gitti ve sordu: "Bu uyarı sistemini yönetenler neden tsunaminin vurduğu ülkeleri uyarmadı? Hiç kimse uyarılmamış. Bu insanlar boş yere öldü. Cevap istiyorum. Neden?" Yıllarca ABD yönetimleri için deprem araştırmaları yapan Edward Cranswick, Diego Garcia'da askeri birimler ile CIA'nın denizaltı uyarıcıları olduğunu, tsunamiyi mutlaka saptamış bulunduklarını, ama "gizli bilgi" diye hiç kimseyi uyarmadıklarını ileri sürüyor. ABD Senatörü; Okyanuslar, Balıkçılık ve Sahil Koruma Alt Komitesi Başkanı Olympia Snowe da cevap arayanlardan: "ABD Kongresi, yönetimin Hint Okyanusu'ndaki bazı ülkeleri neden uyarmadığını araştıracak. Uyarı merkezinin, depremin tsunami yaratacağını belirlediği halde, bu değerli, hayat kurtarıcı bilgiyi, tsunaminin vurduğu 11 ülkeyle neden paylaşmadığı bulunacak." Bu sorunun teknik muhataplarından, Pasifik Tsunami Uyarı Merkezi Müdürü McCreery'nin cevabı şöyle olmuştu: "Dünyanın o bölgesinde, temas kurabileceğimiz herhangi biri yoktu ki adres defterimizde." Merkezin bağlı olduğu "Ulusal Okyanus ve Atmosfer İdaresi" yöneticisi Latunbacher de şöyle demişti: "Hint Okyanusu'ndaki ülkeler, basitçe, böyle bir sisteme para harcamak istemediler. Oysa çok pahalı değil."
Gerçekten de, geniş çaplı bir uyarı sisteminin bile 150 milyon dolar olduğu belirtiliyor. Bu elbette bir çok ülkenin gönlünden kopan yardıma göre fazla! Yeri gelmişken, bir karşlaştırmayla bitireyim. Biliyorsunuz, askeri bütçesi 420 milyar dolar olan ABD, felaketzedelere önce 15, sonra 35 milyon dolar resmi yardım kararı almış, bunun 350'ye çıkacağı da duyurulmuştu. İnternet bağlantınız varsa, www.americanprogress.org yahut www.costofwar.com adresli sitelere girin; orada ABD'nin Irak işgali harcamalarının her saniye nasıl arttığını canlı göreceksiniz. Bugüne kadar 150 milyar dolar kadar olmuş. 100 binden fazla Iraklı ölü, hariç! Hesaba göre, 35 milyon dolarlık ABD yardımı, Irak'taki savaş makinesine 3.5 saatlik harcama kadardı; şimdi deyin ki bir buçuk günlük! Üstünde hayırlısıyla yeni bir yılı idrak ettiğiniz dünya, böyle bir gezegen işte!
|