| |
"Eski" dostlarla randevu
Yeni yılın ilk diplomatik temasları 2004'te ilişkilerin bir hayli gerildi- ği ve göstergelerin çoğunun kırmızıya döndüğü iki ülkeyle olacak: ABD ve İsrail.
ABD Dışişleri Bakan Yardımcısı Richard Armitage bugün Ankara'ya geliyor. Patronu Colin Powell'la birlikte bakanlıkta son günlerini yaşayan Armitage'le görüşmelerin gündemi belli: Ortadoğu, özellikle Irak ve ne olacak Türkiye- ABD ilişkilerinin hali... "Stratejik ortak"la Meclis'in 1 Mart 2003'te o ünlü tezkereyi reddetmesiyle başlayan soğuk algınlığı, geçen ay AK Parti Nevşehir Milletvekili Mehmet Elkatmış'ın Felluce operasyonuna "soykırım" demesiyle şiddetli gribe dönüştü. Arada Başbakan Erdoğan'ın ABD Büyükelçisi Eric Edelman'ın randevu talebini 2 ay cevapsız bırakması, Edelman'ın Fener Partiği 1'inci Bartholomeos onuruna verdiği davetin boykot edilmesi gibi epey öksürük nöbeti de var...
Farklı öncelikler Armitage'la hiç olmazsa ateşi düşürmek mümkün olabilecek mi? İki tarafın çıkarları arasında uzlaşmaya varılıp varılmamasına bağlı. Örneğin ABD için Irak'ta 30 Ocak'ta yapılacak seçim hayati önem taşyor. Türkiye için ise Irak'ın toprak bütünlüğünün korunması. ABD'nin önceliği Irak'ta direnişin kırılması, Türkiye'nin ise Kuzey Irak'taki silahlı PKK gruplarının ortadan kaldırılması. Böyle bir tabloda, Armitage'ın seçimlere Sünniler'in katılmasını sağlamak için Türkiye'den yardım talebine hükümetin olumlu yanıt vermesi hem zor, hem de tehlikeli. Zor çünkü; Irak'ta kaos ortamında yapılacak ve ülke tarihinde ilk kez Şiiler'i iktidara getireceği şimdiden görülen seçim, sonucu kestirilemeyecek gelişmelerin düğmesine basacak, belki de Irak'ı parçalanmaya götürecek. Ancak Bush bu kaygıları seslendirenleri dinlemeye niyetli değil. O, seçimi Irak'tan çekilme sürecinin milâdı olarak görüyor, ikinci kez "Görev tamamlandı" diyebilmek için sabırsızlanıyor. Tehlikeli çünkü; Usame Bin Ladin'in direnişçileri destekleyen din adamlarının "fetva" kabul ettikleri boykot çağrısından sonra, halkı sandığa gitmekten caydırmak için yoğun şiddet uygulanması olasılığı iyice güçlendi. Türkiye'nin böyle bir ortamda seçime katılmaya ikna çabalarına katılması, muhtemel kurbanların vebaline ortak olması anlamına gelecek. Özetlersek, Armitage'la görüşmeler herhalde "Yanlış anlamalar"ın aşlması çabalarının bir parçası olmaktan öteye geçmeyecek.
Ortadoğu zamanı Başta da belirttiğimiz gibi, yeni yılın ilk haftasının bir başka önemli olayı, Gül'ün İsrail ve Filistin gezisi olacak. Armitage'ın uğurlanmasının ertesi günü başlayacak gezinin zamanlaması son derece isabetli: Ortadoğu yeni bir dönemin eşiğinde. Ya da hiç olmadık kadar barışa yakın. Dünya nefesini tutmuş, 9 Ocak'ta Filistin'de yapılacak seçimi bekliyor. Çünkü hemen ardından yarım yüzyılı aşkın süredir tüm gezegenimizi zehirleyen sorunun çözümü için tarihi adımlar atılmaya başlanacak. Türkiye bu sürecin en önemli aktörlerinden biri olmak zorunda. Hem tarihten gelen sorumluluğunun gereği. Hem de AB'yi küresel güce dönüştürebilecek tek ülke olarak, stratejik görevi. Ancak rolü üstlenmenin yolu da duygulara değil, sağduyuya dayalı politikadan geçiyor. Gül'ün gezisiyle Türkiye bu yola girmiş oluyor...
|