| |
|
|
Başlangıç ve bitiş tarihleri üzerine..
Her olayın bir başlangıcı vardır ve bu başlangıç takvimdeki rakamlarla belirlenir. Örneğin Atatürk'ün Samsun'a çıktığı 19 Mayıs 1919, Kurtuluş Savaşı'nın resmi başlangıç tarihidir. TBMM'nin açıldığı 23 Nisan 1920, "Ulusal Egemenlik" kavramına geçişimizin başlangıcıdır. Bir de başlangıcı bilinen ama ne zaman bittiği tam bilinemeyen olaylar vardır. Mesela 28 Şubat 1997, "Post modern askeri müdahale"nin başlangıç tarihidir. Peki bunun bitiş tarihi nedir? Birileri "28 Şubat 1000 yıl sürecek" benzeri sözler ettiğine göre, bunun için 28 Şubat 2997'yi mi beklemek gerekir? Ama bu 1000 yıllık öngörüler fazla gerçekçi olmuyor açıkçası. Hitler de "3'üncü Reich" için "1000 yıl sürecek " demez miydi? Birey Yayınları'nın sahibi Mahmut Balcı ile bunu konuşuyorduk. Ben "28 Şubat post modern müdahalenin bitiş tarihi, 3 Kasım 2002'dir" dedim. Yani genel seçimlerle 28 Şubat'ta hapse atılan Tayyip Erdoğan ve onun kurduğu AK Parti'nin tek başına iktidar olduğu genel seçimleri, 28 Şubat'ın bitiş tarihi olarak gördüğümü söyledim. Mahmut Balcı, "Bana göre 28 Şubat'ın bitiş tarihi 17 Aralık 2004'tür" diye itiraz etti. Ona göre, Avrupa Birliği'nden üyelik müzakerelerinin başlaması için 3 Ekim 2005 tarihini aldığımız 17 Aralık, demokrasi yolunda geri dönüşü olmayan yola girişimizi ifade ediyordu. Bu nedenle 28 Şubat'ın bitiş tarihiydi de 17 Aralık 2004. Gördüğünüz gibi, zaman denilen soyut ve akışkan maddenin üzerine belirli tarihleri kazıyıp, bunları bir şeylerin başlangıcı veya sonu diye isimlendirmek çok kolay değil. Gerçi insanların doğum ve ölüm tarihlerini mezar taşlarının üzerine kazıyabiliyorsunuz. Ama toplumların ve insanlığın tarihi öylesine karmaşık ki. "Büyük Boşluk"taki mezarlıkta, imparatorlukların, devletlerin mezar taşları var. Birkaç bin yıl yaşamış tarih öncesi krallıklar, şu anda bir dakikalık bile anlam ifade etmiyorlar. Firavunlar da, onların mezarları olan piramitleri inşa eden binlerce köle de, hiç var olmamış kadar yoklar şimdi. Yok olmayan şey, insanlığı yücelten ve yaşamaya anlam katan büyük idealler. Özgürlük, temel hak ve hürriyetler, hukukun üstünlüğü ve demokrasi. İnsanlık tarihinin her çağında, şu ya da bu şekilde bunları aramış insanlar. Kabilelerde şeflerin, devletlerde de yöneticilerin, adil olması, zalim olmaması, insanlarının mutluluğu için çalışması istenmiş. İçinde bulunduğumuz çağda artık, bireylerin hakları, devletlerin bağımsızlığı kadar önemli ve ağırlıklı. "Ben egemen devletin meşru yöneticisiyim " demek, gelişmiş dünya için fazla bir anlam taşımıyor. Kendi halklarına zulmetmiş, egemenlik hakkını insanlığa ve barışa karşı kullanmış meşru yöneticiler, uluslararası yargı önünde hesap veriyorlar. Yerel ve hukuka aykırı yasalarla karar veren yargıçların kararlarını, mesela Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin yargıçları yargılıyor. Bu nedenle bazı tarihleri bir şeylerin başlangıcı, bazılarını da sonu diye zamanın üzerine kazımaya çalışmak hoş bir uğraş olsa da, anlamsız aslında. Neticede 28 Şubat 1997 tarihinin karşısında, Türkiye'de bir seçimle ilk kez iktidarın değiştiği "14 Mayıs 1950 " tarihi de var. Söyleyin hangisinin sonu gelir, hangisinin sonu hiç gelmeyecek?
|