| |
|
|
Bir ölümün ardından susanlar..
Kadir Topbaş'ı Beyoğlu Belediye Başkanı iken tanıdım.. Önce alkışladım. Sonra saydım.. Sonra tanıdım ve sevdim.. İstanbul Belediye Başkanı olmasından da mutluluk duydum.. Sonra.. Sonrasında "İstanbul'da bir Belediye Başkanı var mı" sorusunu kendi kendime sormaya başladım. Sık.. Sık.. Topbaş, tıpkı TRT Genel Müdürü Şenol Demiröz gibi, beklentilerimi boşa çıkarıyor. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın İstanbul'da bir çalışma ofisi hazırlattığını gazetelerde okuyunca, "Acaba" dedim, "İstanbul'un eski Belediye Başkanı, yeni Başbakan, işlere bizzat mı el koyacak?.." Bilmiyorum.. Bildiğim.. Topbaş henüz İstanbul'u taşıyacak bir kimlik ortaya koyamadı. Beyoğlu'nun harika başkanına, İstanbul ceketi iki beden büyük mü geldi, acaba?..
Sevgili Topbaş, Beyoğlu'nun ara sokaklarından birinde, öylesine vahşice yanarak ölen, aslında resmen, alenen öldürülen kişi, kardeşiniz, oğlunuz olsaydı, bugünkü gibi ölüm sessizliği içinde bekler miydiniz?.. Ölenin bir gariban olması, işlenen suçu hafifletir, ne kelime, ortadan kaldırır mı?. Sayın Topbaş.. O gariban, sizin itfaiyenizin ihmali, aldırmazlığı, iş bilmezliği, organizasyonsuzluğu, tedbirsizliği, baştan savmacılığı yüzünden kavrulmuştur. Bunların bir tekine "Hayır" diyemezler.. Olay, nerdeyse canlı yayında tüm ülke tarafından izlendiği için diyemezler.. İtfaiye Daire Başkanlığı, olayı acz içinde izlemiş, olay sonrasında da hiç ortaya çıkmayıp, her şeyi örtbas etme yolunu seçmiştir. Başkan, Türk medyasının balık hafızalı olduğunu bilmekte "Yarın unuturlar" demektedir. Haklıdır. Ama bu medyada unutmayanlar var. Haşmet unutmaz. Ben unutmam.. Bu ölümün sorumlusunu bulana dek unutmayacağız. Unutturmayacağız.
Sivil Toplum Örgütleri.. Barolar.. Hukuk kurumları.. Avukat gurupları.. Nerelerdesiniz?.. Bu ülkede "Gariban" haklarına sahip çıkılmaz mı?.. Onların hakları savunulmaz mı?. Sizler sadece popüler konulara reklamınız için maydanoz olur, gerçek sorunlarda meydana çıkmaz mısınız?.
Bay Topbaş.. Şu sorulara yanıt istiyorum?. 1- Dar sokaklarda hizmet görecek itfaiye arabaları var mıdır?. Yoksa niçin? 2- Dar sokaklarda ilk yardımı yapacak yangın vanaları var mıdır, çalışmakta mıdır? Yoksa niçin? 3- İtfaiye'nin elinde dar sokaklara ulaşımı gösteren, dubalarla kapalı uçlara gidip vakit kaybedilmesini önleyen bilgisayar kontrollü planlar var mıdır? Yoksa niçin? 4- İtfaiye erleri mesela 150 metre uzaktaki yangına, en hızlı hortum yetiştirme konusunda eğitimli midir? Hayat kurtarmak için saniyeler önemli iken, TV'de izlediğimiz bahçe sulama hızının sebebi nedir? 5- İtfaiye'nin yangının içine dalıp can kurtaracak, yanmaz elbise ve maske gibi araçları var mıdır? Bu eğitim yapılmış mıdır? Bu eğitime sahip elemanlar var mıdır? Varsa niçin bu gariban kurtarılmamıştır? Yoksa niçin yoktur? 21. asırda İstanbul gibi bir dünya metropolünde, binlerce ahşap binalı kentte, bu ekipman ve eleman niçin bulundurulmaz? İstanbul Ana Kent Belediye Başkanı'na bu soruları, yanıt alıncaya dek sormaya devam edeceğim. Bay Topbaş, bu garibanın niçin öldüğünü araştırmak, sorumluları bulmak, hesabını sormak ve bedelini ödetmek durumundasınız. Hıncal unutmaz ve unutturmaz, Sevgili Başkan!..
|