|
|
|
|
Bütçe finali Kıbrıs düellosuna dönüştü
Baykal'ın Kıbrıs eleştirilerine yanıt veren Tayyip Erdoğan, CHP liderini şöyle tanımladı: Sağır sultanın duyduğunu duyamayan, anlamayan birisi.
Meclis'te yapılan bütçe görüşmelerinin finali Başbakan Erdoğan ile CHP Genel Başkanı Deniz Baykal'ın 'Kıbrıs düellosu'na dönüştü. Baykal, "Kıbrıs'ı kimse gözden çıkaramaz" sözlerine yanıt veren Başbakan Erdoğan, CHP liderini dolaylı olarak "Sağır sultanın duyduğunu dahi duyamayan, anlamayan birisi" olarak tanımladı. Başbakan Erdoğan'ın, 70 sayfalık metini okuyarak yaptığı konuşma yaklaşık bir saat 30 dakika sürdü. Erdoğan, konuşmasında, 17 Aralık sonrası Türkiye'nin vizyonunu çizdi:
* ÖZGÜVEN: Şimdi yeni bir başlangıç yapıyoruz. Yeniden kolları sıvıyoruz. Önümüzde bütün meselelerimizi hal yoluna koymanın yanı sıra AB sürecini itinayla yönetmek gibi bir sorumluluğumuz var. Artık tek hedefe kilitlenmiş, tek yürek olmuş, birlik ve beraberliğini aleme ilan etmiş, özgüven sorunu yaşamayan bir Türkiye istiyoruz.
* ÇÖZÜM MECLİS'TE: TBMM'nin gücü ve itibarı milletimizin gücü ve itibarıdır. Meclis'in saygınlığı siyasetin, hukukun, demokrasinin, milletin saygınlığıdır.
* DEVRİMLER YAPILDI: Demokrasi yolunda devasa adımlar attık, 'sessiz devrimler' gerçekleştirdik. Ama yetmez. Yapacak daha çok işimiz var. Bu Meclis, bu en üst irade, çıkardığı yasalarla gerçekleştirdiği ak devrimlerle hem siyasete hem ülkemize kaybetmek üzere olduğu itibarı yeniden kazandırdı.
* AB'YE HAZIRLIKLI OLMALIYIZ: Siyasetçimizle, sivil toplum örgütlerimizle, üniversitelerimizle, sanayimizle, işçimizle, işverenimizle, üreticimizle, ihracatçımızla, sanatçımızla, diplomatımızla, güvenlik görevlilerimizle her alanda hazırlıklı olmalıyız.
* 17 ARALIK'IN KAZANÇLARI: Türkiye 41 yıllık AB hedefine ulaşmak konusunda altın bir fırsat yakaladı. Bu zirveden sağladığımız en önemli kazanım, üyelik müzakerelerine başlanması için net bir tarih alınması, ikinci bir karara ihtiyaç duyulmaması ve hedefin "tam üyelik" olarak tespit edilmiş olmasıdır.
* BAYKAL'A YANIT: Ulaştığımız noktayı görmemekte ısrar edenlerin iddiaları asılsız ve mesnetsizdir. Bu kararlarla Türkiye'nin menfaatlerine gölge düşürüldüğü iddiası kesinlikle gerçekle bağdaşmamaktadır. Bu kararlar en şeffaf haliyle ortadayken, bazı gözlerin gerçekleri görmekte bu kadar zorlanması sadece görme zafiyeti ile açıklanabilir.
* MİLLİ MESELE: Kıbrıs'ı bir milli mesele olarak görüyoruz. Türk tarafının menfaatlerine gölge düşürecek her hangi bir girişime göz yummayacağımızı defalarca ilettik. Gümrük Birliği'ni on yeni üye ülkeyi teşmil etme kararının hiçbir şekilde Rum Yönetimini tanıdığımız anlamına gelmediği ifadesi açık olarak yer almıştır. Çözümsüzlük politikalarında ısrar ederek, savunma psikolojisiyle hareket ederek Türk menfaatlerini daha fazla koruyamayız. Ben 'Kıbrıs'ın varoluş davası statükoya feda edilemez' dedim. Sözlerim yanlış anlatıldı. KKTC, bizim dönemimizde İslam Konferansı bildirisinde Kıbrıs Türk devleti olarak girdi.
* ABD İLE İLİŞKİLER: Müttefik iki ülke arasında sürdürülen ilişkiler tabiatı gereği karşılıklı hassasiyetleri dikkate alan bir çizgide ilerlemelidir. Müttefikimiz olan bir ülkeden milletimizi derinden etkileyen böyle hadiselerde azami hassasiyet içinde olmasını beklemek hakkımızdır.
* VİCDAN: 'Enflasyon düştü ama dana eti şu kadar arttı, peynirin fiyatı bu kadar arttı. Şeker şuradan şuraya geldi' diyenler lütfen ellerini vicdanlarına koysunlar. Ekim 2002'de 578 milyon lira olan ortalama memur maaşı Ekim 2004 itibariyle 748 milyona ulaşmıştır. Yüzde 33'lerden tek haneli rakamlara gerileyen enflasyona rağmen memur maaşları ortalama yüzde 30 artmıştır. Vatandaşımızın alım gücünde iyileştirmeler sağlandı.
ANKARA
|
|
|
|
|
|
|
|
|