|
|
Erdoğan'ın Kıbrıs açıklamaları
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, ''Belki bir gün biz Kuzey Kıbrıs'a gideriz, Papadapulos'u da oraya davet ederiz, orada bir barış kahvesi içeriz, bir barış yemeği yeriz'' dedi..
Başbakan Erdoğan, AB Zirvesi için geldiği Belçika'nın başkenti Brüksel'de kaldığı Conrad Otel'de Türkiye'de yayın yapan gazete ve televizyonların temsilcileriyle sohbet toplantısı yaptı.
Erdoğan, sohbetin başındaki ''ne var, ne yok'' şeklindeki soru üzerine, devlet ve hükümet başkanlarının bu sabahtan itibaren Brüksel'e gelmeye başladığını belirterek, ''Bugün zirveye katılımımız söz konusu değil. Zirveyi 25 ülke kendi aralarında yapacaklar. Akşam da yemekleri var'' dedi. Yemekte belli başlıkların neticelenmeye başlayacağını dile getiren Erdoğan, gece de sürecin devam edeceğini kaydetti.
LİDERLERLE GÖRÜŞMELER
Başbakan Erdoğan, geneli itibariyle Türkiye'nin hassasiyetleri üzerinde olumlu bir yaklaşım sergilendiğini, ancak her şeyin hallolmadığını belirtti. Erdoğan, şunları kaydetti:
''Bu hallolmayan konular üzerinde de bizler gerek Dışişleri'ndeki arkadaşlarımız, gerekse Dışişleri Bakanımız Abdullah Gül, dışişleri bakanları ve başbakanlarla görüşmelerimizi sürdürüyoruz. Bugün görüşme yapacağımız başbakanlar ve devlet başkanları var. Bir taraftan onlarla randevular alınıyor.
Biraz sonra Belçika Başbakanı Guy Verhofstadt ile görüşmemiz olacak ve öğle yemeği yiyeceğiz. Dün öğle yemeği yediler onlar Chirac'la, biz kendisine bazı başlıklar vermiştik. Biz kendisiyle geçen hafta burada beraber olmuştuk. Bir gün önce yine Abdullah Gül Belçika Başbakanı Verhofstadt ile görüştü. İsteklerimizi yazılı olarak kendilerine gönderdik.''
Başbakan Erdoğan, Yunanistan Başbakanı Kostas Karamanlis ile bugün görüşeceklerini bildirdi. Dün gece de Karamanlis ile bir telefon görüşmesi yaptığını ifade eden Erdoğan, ''Karamanlis, 'ben öğleden sonra geliyorum. Gelince ben sizi arayacağım. Yemekten sonra bir araya geliriz' dedi'' diye konuştu.
Almanya Başbakanı Gerhard Schröder ile de bugün akşam yemeği öncesinde bir araya geleceklerini kaydeden Erdoğan, Fransa Cumhurbaşkanı Jacques Chirac ile yemekten önce görüşmek için ise temasların sürdüğünü bildirdi.
İngiltere Başbakanı Tony Blair ve Hollanda Başbakanı Jan Peter Balkanende ile de bugün görüşeceklerini anlatan Erdoğan, dün akşam da telefon görüşmesi yaptıklarını söyledi. Başbakan Erdoğan, bir soru üzerine, Blair'in şu anda Türkiye'nin hassasiyetlerini en iyi kavrayan liderlerden biri olduğunu belirtti.
''ELASTİKİ KALMAMALI, NET OLMALI''
Görüşmelerin bazılarının Conrad Otel'de, bir kısmının da Konsey Binası'nda gerçekleşeceğini kaydeden Başbakan Erdoğan, İngiltere Dışişleri Bakanı Jack Straw'un da bir görüşme talebinde bulunduğunu söyledi.
Türkiye'nin hassasiyetleri arasında Kıbrıs, daimi korumacılık ve ''ucu açık'' konusunun nasıl tanımlandığının bulunduğunu ifade eden Erdoğan, ''Daha çok geleceğe yönelik bizi bağlaması noktasında tanımlanmasını istiyoruz. Bunlar çok elastiki kalmamalı, net olmalı. Arkadaşlarımızın şu andaki çalışmaları ve gayretleri de o yönde'' diye konuştu.
Başbakan Erdoğan, şöyle devam etti: ''Benim sürekli ısrarla söylediğim gibi, tam üyelik ikinci bir karara gerek kalmaksızın müzakere süreci, daimi korumacılık ve Kopenhag siyasi kriterleri içerisinde olmayan, özellikle Kıbrıs ve sınırlar meselesi gibi şeyler bizim önümüze gelmemelidir.
AB ülkesi üyelerin Ankara büyükelçileriyle yaptığımız toplantıda biz bunları açık ve net olarak kendilerine söyledik. Gerek devlet, gerekse hükümet başkanlarına bunları iletmelerini istedik. Bu hassasiyetler üzerinde şu anda çalışıldığını görüyoruz. Kıbrıs meselesindeki gelişmeler öyle zannediyorum ki Karamanlis ile yapacağımız görüşmeden sonra daha net bir hal alabilir.''
Başbakan Erdoğan, bir başka soru üzerine de Kıbrıs'a yönelik izolasyonların kaldırılması konusunda AB'nin hiçbir gayret göstermediğini ve bu konuyu kendilerine ifade ettiklerinde hiçbir şey diyemediklerini söyledi.
Birleşmiş Milletler'in Kıbrıs sorununun çözümü konusunda girişimi olması durumunda Türkiye'nin olumlu yaklaşımda bulunacağını ifade eden Erdoğan, şöyle konuştu:
''Şunu açıkça ifade edeyim; belki bir gün biz Kuzey Kıbrıs'a gideriz, Papadapulos'u da oraya davet ederiz, orada bir barış kahvesi içeriz, bir barış yemeği yeriz. Buna da varız. Çünkü, bizim ilkemiz düşman üretmek değil, dost kazanmaktır. Yaklaşım tarzımız budur.
Ama, karşımızdan da bu yaklaşımı görmeliyiz. Bunu görmemiz halinde yapılmayacak bir şey yok. Nitekim, batıda, kuzeyde, güneyde, doğuda Türkiye'nin daha önce görüşemediği ülkelerle şu anda aldığımız mesafeler bunun ispatıdır. Yunanistan ile aldığımız mesafeler bunun en açık ispatıdır. Güney Kıbrıs, zaten 1 Mayıs'ta beklediği en önemli şeyi aldı.''
'NORVEÇ'İN YAPTIĞINI BİZ DE YAPABİLİRİZ'
Türkiye'ye müzakere tarihi verilmesi durumunda süreç devam ederken görüşmelerin kesilebileceğini kaydeden Erdoğan, şöyle devam etti: ''Biz de baktık ki istediğimiz gelişme olmuyor, oyalıyorlar imkanlarımız, gücümüz yerinde, ayağımızın üzerinde duruyoruz. Biz de Norveç'in yaptığını yapabiliriz. Biz de kesip atarız. Türkiye, bu iradeye sahip bir ülke. Bizim arzumuz, karşılıklı olarak anlayış içerisinde herhangi bir ayrımcılığa tabii olmadan bu yolda yürüyelim.
Çünkü biz bu işi önyargılardan uzak bir şekilde bu yolculuğu devam ettirelim. Madem, Avrupa ailesinin bir üyesi olarak burada bulunuyoruz; ailenin fertleri birbirine düşmanlık ve olumsuzlukla yaklaşmayacaktır.
Burada tek taraflı bir yaklaşım oluyor sanki, Türkiye girdiği zaman AB'ye çok büyük bedeller ödetecek. Türkiye'nin oraya neler katacağı hiç konuşulmuyor. Türkiye'nin şu anda bile kattıkları var. Türkiye, dış ticaret açığında AB'nin ciddi bir açığını kapatıyor.''
Başbakan Erdoğan, Türkiye'nin, AB'ye tam üyelik tarihi konusunda bir hedef koymadığını belirterek, Türkiye'nin yoluna hızla devam edeceğini, ne gerekiyorsa onları yerine getireceğini söyledi.
''ERMENİ SOYKIRIMI''
Erdoğan, sözde Ermeni Soykırımı ile ilgili bir soru üzerine, ''Ermeni Soykırımı'' veya ''Sözde Ermeni Soykırımı'' ifadelerinin kullanılmasının kendisi için bir fark taşımadığını belirterek, bunların hepsinin manevra kabiliyeti olan kelimeler olduğunu söyledi.
Tarihte olanların tarihe bırakılması gerektiğini vurgulayan Erdoğan, ''Tarih, bizim geleceğe yönelik benzetme olmasın ama kinlerimizi tahrik etmesin. Biz yeni bir dünya inşaa edeceksek, bu dünyayı barış üzerine oturtmalıyız. Bizim temel anlayışımız bu'' diye konuştu.
|