| |
|
|
Deniz Baykal'ı anlamaya çalışmalıyız...
CHP Genel Başkanı Deniz Baykal yaptığı yazılı açıklamada, "Biz yarım porsiyon üyelik gelirse, masadan kalkarız" dedi ve hükümet bunu söylemediği için Brüksel'e gitmediğini belirtti. Haklı Deniz Baykal. 17 Aralık'tan önce bir şeyler söyleyip, kendisini güvenceye almak zorunda. Çünkü 1999 seçimleri öncesinde ABD Öcalan'ı Kenya'da yakalayıp, adeta Ecevit'e siyasi bir hediye yapmıştı. Sonuçta Ecevit'in DSP'si birinci parti oldu. Baykal'ın CHP'si de barajın altında kalıp, TBMM'ye giremedi. Baykal şimdi de, Avrupa Tayyip Erdoğan'a "Üyelik Müzakereleri"ni hediye edecek diye düşünüyor olabilir. Ve gelecek seçimlerde yine baraj altında kalkmaktan ürkebilir. Aslında Baykal'ın işi kolay değil. Ertuğrul Günay'la mı, Mustafa Sarıgül'le mi, Tayyip Erdoğan'la mı, Amerika'yla mı, Avrupa'yla mı uğraşsın? Bu nedenle 1995'te "Gümrük Birliği gerçekleşsin" diye Tansu Çiller'in Dışişleri Bakanı olarak Avrupa başkentleri arasında mekik dokumuşken, 2004'te "Tam üyelik için müzakere yolu"nu açma çabasına ortak olmayı reddediyor ve Brüksel'e gidemiyor. Kendinizi Baykal'ın yerine koyun ve onu anlamaya çalışın. Çok uğraşırsanız belki anlarsınız. Ne kadar "CHP seçim kaybetse bile hep iktidarda" dese ve "Atatürk'ün Koltuğu"nda oturduğunu vurgulasa da, seçim kazanmayan partinin "İktidar Koltuğu"na oturamayacağını, yaşayarak öğrendi... Hatta "Atatürk'ün Koltuğu" bazen CHP'yi "Ana Muhalefet" bile yapmaya yetmiyor. 1999'da böyle olmadı mı?
|