Bir seçim öyküsü

AB faktörünün bir ülkeyi ne denli değiştirebileceğini görmek için burnumuzun dibindeki Romanya örneği yeterli.
Bu ülke, önceki gün tarihinde ilk kez dürüst bir seçim gerçekleştirmeyi başardı ve merkez sağ muhalefetin adayı Bükreş Belediye Başkanı Traian Basescu güçlü rakibi Başbakan Adrian Nastase'nin önünde ipi göğüsledi.
Oysa Romanya daha 15 gün önce, cumhurbaşkanlığı seçiminin ilk turunda Ukrayna rezaletine taş çıkaracak hilelere sahne olmuştu.
Peki iki haftada ne değişti? İkinci tura dört gün kala Romanya ile tam üyelik müzakerelerini sonuçlandıran AB Komisyonu yetkilileri Bükreş'ten ayrılırken bir cümlelik uyarıda bulundular: "Seçimin ikinci turunda da ilk turdaki hileler olursa, AB üyeliğini unutun!"
Ve bakın bu uyarı sandığa nasıl yansıdı.

İlk turdaki komedi
Cumhurbaşkanlığı seçiminin 28 Kasım'da yapılan ilk turunda iktidardaki Sosyal Demokrat Parti, sonucu garantiye almak için "bazı yöntemler" geliştirdi. Önce seçmen kartları iptal edildi. Oy kullanmak için kimlik kartını göstermek yeterli sayıldı. Ne mi fark etti? Çok şey, çok. Oy verdikten sonra seçmen kartına mühür vuruluyordu. Plastik kimlik kartına ise sadece kolayca çıkarılabilen bir etiket yapıştırılacaktı. Böylece değişik sandıklarda birden fazla oy kullanmanın ilk adımı atıldı.
İkinci adım, seçmen listeleri düzenlenmesi kararıyla geldi. Buna göre, seçim günü evinden başka bir yerde olanlar herhangi bir sandığa gidip "Burada konuğum, oyumu kullanmak istiyorum" diyerek seçmenlik görevini yerine getirebilecekti. Getirdi de.
O gün Romanya müthiş bir "Seçim turizmi" ne sahne oldu. İktidar partisi üyeleri otobüslere doldurulup şehir şehir dolaştırıldı. Romen basınında yer alan açıklamalara göre, kimi 4 kez oy verdi, kimi 7 kez. Hatta kim daha çok oy kullanacak yarışmaları bile yapıldı.
Bitmedi. Roman seçmenlerin oyu satın alındı. Birkaç bin ley (Roman parası) karşılığı ellerine iktidar adayı Nastase hanesine mühür vurulmuş oy pusulaları tutuşturuldu.
Yine bitmedi. Muhalefet adayına kullanılmış 17 bin oy pusulası esrarengiz biçimde yok oldu. Üyelerinin çoğu iktidar yanlısı olan Merkez Seçim Bürosu, "Oy ayrımı sırasındaki usulsüzlükler ve hileler nedeniyle" iptal edilmiş 160 bini aşkın oyu geçerli saydı. Rastlantıya bakın; bu oyların tümü de iktidarın adayı Nastase'ye kullanılmıştı...
Tüm bu "yöntemler" sayesinde Nastase oyların yüzde 40.94'ünü alarak ilk turdan birinci çıktı. Muhalefet adayı Basescu yüzde 33.92'de kalmıştı.

Geldik ikinci tura
Aralarında Amerikalı milyarder George Soros'un vakfının Romanya şubesinin de bulunduğu birçok sivil toplum örgütü, iktidar adayının oylarının en az yüzde 5'inin çalıntı olduğunu açıkladı.
Muhalefet seçimlerin iptalini istedi, ancak daha sonra bunun Romanya'nın AB sürecine zarar vereceği gerekçesiyle vazgeçti, "Dürüst ve şeffaf seçim" güvencesi koşuluyla ikinci tura katılma kararı aldı.
İşte AB tam da o günlerde devreye girdi.
Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı ikinci tur için 3500'ü aşkın gözlemci görevlendirdi. Pabucun pahalı olduğunu gören Merkez Seçim Bürosu, kayıtlı olduğu yerin dışında oy kullanacaklar için ülke genelinde sadece 70 sandık ayırdı. Bu sandıklarda oy verenler kolayca denetlendiği için "Seçim turizmi" seferleri yapılamadı.
Sonuç: Eski bir kaptan olan, Romenler'in "Temel Reis" adını taktıkları Basescu oyların yüzde 51.23'ünü alarak cumhurbaşkanı seçildi. Nastase yüzde 48.77'de kaldı ve yenilgiyi kabullendi.
AB için boşuna "Uygarlık Projesi" denilmiyor..