100. yıl hediyesi
Derbinin önce insani boyutuna bakalım. Ve gelinen noktaya üzülelim. 1. Dünyada statlarda sigara yasak. Biz tribünlerdeki çıkış merdivenlerini boşaltamadık. 2. Dünya en büyük değer olarak insana saygıyı gösterdi. Biz ise Bülent Gürbüz'ün ölüsüne bile saygı gösteremedik, küfürleştik. 3. Daha 3 gün önce Manchester'a 3 gol atıp Türk'ün adını gururlandıran Tuncay Şanlı'ya sadece Fenerbahçe forması giydiği için küfrettik, hakaret ettik.
Fazla can sıkmadan futbolu konuşalım: 1. G.SarayF.Bahçe maçını bir Beşiktaşlı olan Cem Papila yönetti. "Nasıl yönetti?" derseniz tekme tokata inanılmaz prim verdi. İlk kartını devre biterken Orhan Ak'a çıkardı. Hasan Şaş'ın kolunu ezen Önder Turacı'nın pozisyonuna faul bile vermedi. Şimdi soralım: Geçen yıl her faule sarı ve kırmızı kart çıkarıp kahraman olan Cem Papila, bu derbide neden kartını unuttu? (Hatta saha kenarına gelip kendisini azarlayan Hagi'yi bile uyaramadı) 2. Üç gün önce Manchester gibi bir dev karşısında cesur ve atak futbol oynayan F.Bahçe nasıl oldu da G.Saray karşısında bu kadar pasif futbol oynadı? 3. Üç gün önce Manchester'a üç gol atan Tuncay Şanlı nasıl oldu da G.Saray savunmasını bir kez bile geçemez? Yani buluştuğu her topu nasıl olur da rakibe teslim eder?
Aslında bu maçın iki önemli noktası var. Birincisi G.Saray'da golü kimin atacağı sorunu. Bütün toplar Hakan Şükür'e atıldı. İstediği gibi atıldı. Hatta kale boşken de atıldı. Ama Hakan, topu kaleye atamadı. Atacak kişi tribündeydi: Ümit Karan.
Marco Aurelio oynamayınca F.Bahçe'de ise sorun Marco Aurelio'nun yokluğuna bağlıydı. Marco olmayınca F.Bahçe savunmasının ve orta sahanın ne kadar sorunu varsa ortaya çıktı. Fener orta sahayı G.Saray'a bıraktı. Fener savunmasının arasına atılan her top gol pozisyonu oldu. Marco'nun yerine oynayan Selçuk Şahin tek kelimeyle hayal kırıklığı. (A.Gücü maçında Marco'ya gösterilen sarı kart şimdi tekrar tartışmaya açılmalı!) İlk 45 dakikada G.Saray futbol olarak, maç kazanma arzusu olarak F.Bahçe'yi sahadan sildi. Fizik mücadele olarak neredeyse dövdü. Christoph Daum, bu konuda takımına hiç yardım etmedi. Sadece defansı uyarıp alan daraltmalarını istedi. Hepsi bu. İkinci yarıda F.Bahçe savunması bu hatada ısrar etti ve yüksek bir topun F.Bahçe savunmasının arasına düşmesini kovalayan Necati Ateş, o ana kadar maçın yıldızı olan Rüştü Reçber'i de çalımla geçti ve golünü attı ve de bu golüyle G.Saraylı oldu! Bu büyük derbide generaller asla ön plana çıkmadı. Kurşun asker dediğimiz oyuncular ön plandaydı. Tomas gibi, Song gibi, Cihan Haspolatlı gibi. Alex Souza'nın futbolu inanılacak gibi değil. Bir de şu var: Stajyer dediğimiz çırak Hagi, ustası Daum'u yendi. Bu da onun ilk derbi zaferi oldu.
MESAJ: G.Saray, Fener'i yener dedim. Tek bildiğim şuydu: Fener bu maçı kazansaydı lig biterdi. Ama ligi bitirmediler! G.Saray'a 100.yıl hediyesi verdiler.
|