'Ne olursan ol gel' diyen o değil
Mevlana'nın ölüm yıldönümü nedeniyle düzenlenen Şeb-i Arus töreni bugün. "Ne olursan ol yine gel" sözünün ona ait olmadığını söyleyen tasavvuf profesörü Mahmut Kılıç, "Bu söz Ebu Sait Ebul Hayr'a ait" diyor.
Sema izlenmez yapılır
Mevlana'nın ölüm yıldönümünde düzenlenen Şeb-i Arus töreninin resmi açılışı bugün. Sema gösterileri de törenin en önemli bölümü. Ancak Prof. Dr. Kılıç "Semazenleri kırmak istemem ama semanın ruhunda gösteri yok" diyor.
Tasavvufa yönelik ilgi, aralarında Hülya Avşar, Ahmet Özhan ve Mazhar Alanson'un da bulunduğu ünlü isimlerin bu konudaki açıklamalarıyla iyice arttı. Hatta Uzakdoğu düşünce sistemlerinin öğretildiği kimi merkezlerde tasavvuf eğitimi de verilmeye başlandı. İçinde bulunduğumuz haftanın tasavvufun Türkiye ve dünyadaki en önemli isimlerinden Mevlana'nın ölüm yıldönümü etkinliklerine yani 'Şeb-i Arus'a da sahne olması, konuyu iyice gündeme getirdi. Peki "Şeb-i Arus" nedir, insanlar neden özellikle tasavvufa ilgi gösteriyor, niye dikkatli olmak gerek? Cevapları "Sufi ve Şiir" adlı bir kitabı da bulunan Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Tasavvuf Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mahmut Erol Kılıç verdi.
DÜĞÜN GECESİ Şeb-i Arus, cuma günü başladı. Ancak resmi açılış bugün Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın katılımıyla yapılacak. Şebi Arus'un Mevlana'nın ölüm felsefesini yansıtan önemli bir sembolizm olduğunu anlatan Kılıç, sözlerini şöyle sürdürüyor: "Ona göre Şeb-i Arus iki ayrı parçanın kavuşacağı andır. Birbirini seven iki insanın kavuşması, evlilik merasimiyle ilk beraber oluş anına Şeb-i Arus, düğün gecesi denir. Mevlana, Tanrısı ile buluşmayı böyle tasvir ediyor. Müthiş bir sembol. Kimine çok erotik gelebilir ama bu Freudyen anlayışın çok fevkinde, ilahi bir anlayıştır." Semaya yönelik açıklamalarda bulunan Kılıç, "Semanın intizamlı bir tören hale gelmesi 17. yüzyılda olmuştur" diyor ve ekliyor: "Oysa ki Mevlana'nın hayatında sema çok daha kendiliğindendi, yapılırken pencereler kapatılırdı. Çünkü sema ya yapılır ya yapılmaz; gösterilmez ve izlenmez. Semazenleri kırmak istemem. Ama semanın ruhu açısından bunların bilinmesi gerekiyor." Kılıç'ın Mevlana konusundaki sözleri "Ne olursan ol gel, çağrısı aslında ona değil bir başka sufiye ait" diye devam ediyor: "Bu çok bilinen bir sözdür. Mevlana denince akla gelir. Ancak Mevlana'nın eserlerinde bu söze rastlanmaz. Elbette o da bu çağrıya karşı çıkmaz ama sözün sahibi Ebu Sait Ebul Hayr'dır."
İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nin dört yıldan bu yana düzenlediği "tasavvuf atölyesi"nde ders veren Prof. Dr. Kılıç, tasavvufa yönelik ilginin doğal bir süreç olduğunu belirtiyor. Konuya gösterilen ilginin bazıları için "kullanılabilir" hale gelebileceğini ifade eden Kılıç, meditasyon, yoga ve tasavvuf eğitiminin bir arada verilmesini şöyle değerlendiriyor: "150 gr. sufizm, 500 gr. Yunus Emre, Madonna, karıştırıyorsunuz... Bu çok güzel uyuşturma ilacı da olabilir. Tasavvufun doktrinini mi anlatıyorlar, meditasyon mu yaptırıyorlar bilmiyorum. Ama şu konuda uyarırım. Bu pazarda tasavvuf satanlar çoğalacaktır."
Halime Sürek Kahveci
|