Erkek neden aldatır?
Bugün de evlilikte ihanetten bahsetmek ve muhtelif örneklerle konuyu enine boyuna tartışalım istiyorum. Neden, niçin, nasıl suallerine cevap bulalım. Önce, insan eşine niye ihanet eder, bunu çözelim. Duygusal boşluktan, tatminsizlikten (gerek seks gerek manevi); evlenmeden evvel yeterince tecrübesi olmamasının verdiği meraktan, erkek egoizmasından; çevrenin etkisinden, değer yargılarının değişik olmasından; intikam duygusundan, kısas yapma isteğinden veya cezalandırmak için; sevgi aşk olmamasından; can sıkıntısından; aşırı dürtülerinin karşılığını bulamamaktan... Bunlar ilk anda aklımıza gelenler. Daha birçok sebep olabilir. Ama netice itibariyle, biz bir realiteden bahsediyoruz. Bilhassa, 40-50 yaş grubunda rastladığımız, ihanete dayalı evlilik problemleri ile terapi alan pek çok çift vardır. Özellikle, şok olmuş bayanlar, kendilerini biz evlilik terapistlerine atarlar. Pek çoğu tanınmamak için gözlük takar; ya da bizimle ağlayarak konuşurken, bunun çok gizli kalması için yalvarırlar. Son derece gururları kırılmış, nasıl başlayacağını bilemezler ve "bu iş artık bitti" diyerek ümitsizce medet umarlar. Karısı ile gelmeyi kabul etmiş kocaları olanlar, daha ümitlidir. Ancak kocasını ya aşağılar ya da devamlı ağlarlar. İhanet eden eş, mahcup, üzgün, pişman "oldu bir kere" veya "ben asla eşime ihanet etmedim" yahut "o öyle sanıyor" tarzında açıklamalarda bulunur. Kızgın olanlar veya hala devam edenler zaten hiç gelmezler. Kadınlar "hem kel hem fodul" diye bu ıslah olmayan eşle ne yapacağını bilemez. Genelde, tek başına gelip, psikolojik destek almak o hanım için önemli bir şeydir. Kocayı elde tutmak, kin ve intikam duygularını yanıcı değil yapıcı şekle çevirmek için gelirler. Varsa panik atak, psikosomatik rahatsızlıklar, mutsuzluk ve dolayısı ile artan depresyon, korkular, aşırı titizlik, para harcama veya kumar ya da aşırı yemek yeme tarzındaki duygusal boşluklara, buldukları müdafaa mekanizmalarına yardımcı olur, kurtulmalarını sağlarız. İhanet eden başkasına "aşık" değilse; düzelen eşindeki müspet değişiklikler dolayısı ile, bize gelmeyi kabul eder. Eğer ihanet eden eş bir şekilde bize getirilebilirse, zaten biz şahsı genelde çözeriz. Kullandığı sözler, vücut dili, bize aradığımız ip uçlarını verir. Böylece buradaki mağdur şahsa taktik verirken, eşinin boşluklarını dikkate alır, terapiyi o yöne çeviririz. Buradaki gaye, gelmese dahi istemeyen kişiye, kendi iyiliği veya evliliği için faydalı olacak şekilde, diğer eşi yönlendirmektir. Çoğu zaman bu terapiyi ret eden şahıs, terapiye inanmayan, ya da trenin kaçtığını düşünen, ama en önemlisi eşinin veya kendisinin değişmeyeceği, ön yargısına sahip bir kişidir.
Örnek verirsek: * Bir çift düşünelim, 40 yaş civarındalar. Erkek çok genç yaşta, ilk tecrübeyi eşi ile evlenerek yaşamış. Senelerce çalışmış, birlikte verdikleri emek neticesinde belli bir yerlere gelmişler, tam rahat edecekleri sırada adam karısına ihanet edivermiş. İnanmayan karısı şaşkın, üzgün, bezgin, kızgın, kırgın, soluğu evlilik terapistinde alır. Buradaki motif erkeğin paraya kavuştuğu andaki, o zamana kadar yapamadığı şeyleri yapma isteğidir. Zira 20 senelik karısı artık ona heyecan vermemektedir. Tek düze hayat, evdeki renksiz bakımsız kadın, beslenmediği için haliyle azalmış romantizm, dolayısı ile az şefkat, ilgi, dokunma ve tabii neticesi artan dırdır vs. Bir başka vakaya daha bakalım.
* Çok genç yeni evli bir çift. Kadın üniversite mezunu, erkek lise. Evlilikten kısa bir süre sonra kadın kocasının söylediklerinin çoğunun yalan olduğunu görüyor. Sebebinin "kendisini elde edebilmek için" olduğunu duyunca, bir dereceye kadar kabullenmek zorunda kalıyor. Eşine açtığı işyerinin batmasıyla birlikte, maddi sorunlar işin içine girince, adamın bir de onu aldattığını öğreniyor. Tabii soluğu "evlilik terapisti"nde alıyor. Burada ise çok tipik bir aşağılık duygusu, kendini tatmin edebilmek için devamlı yalan şeklinde bir müdafaa mekanizması var. Tabii bir de aşağılanan gururunu söyleyen bir kocayı, devamlı aşağılamak ve küçümsemek söz konusu. Onun yardım alması gerektiğini görüp bu yolla tedavi olması sağlanabilirdi.
* Bu vakada ise başka bir ihanetin arkasında yatan gerçekleri görelim. Bir adam düşünün 15 senedir evli ve 3 senedir bir kadına platonik aşık. Karısından karşılıksız bir sevgi, saygı görüyor. Platonik sevgilisinden ise, özlediği güzellik, bakım, aşk, romantizm buluyor. Çocukları, karısı sessiz çığlık atarken; sevgilisi aleni olarak bağırıp çağırıyor "iş uzuyor" diye. Adam genç yaşta, aradığı gençlik aşkını yaşayamadan, kendini hayat girdabında bulmuş, şu anda ise herkese verdiği üzüntüden muzdarip ne yapacağını bilemiyor. Yapılan aile terapisinde herkesin kendi hislerini, beklentilerini ifade etmesi, psikolojik yardım alması ve en önemlisi bir erkeğin ne sebeplerden evi dışında bir ilişki arayabileceği araştırıldı. Tabii şartlar değişince; bakımlı, sevgisini daha çok belli eden bir eş; belki sevgili rolünde bile olsa dırdır yapan bir öteki kadın, en mühimi bütün bu zaman zarfında düşünen, aklı selimini kullanan, her iki kadını karşılaştırıp doğruyu bulan bir koca. Burada hiç sızlanmayan, sessizce bekleyen, eşe mi, yoksa evlilik terapisi alarak doğruyu bulan kocaya mı pirim vereceğiz. Siz karar verin.
Konuşalım, soralım, öğrenelim, birlikte çözelim, sorunları paylaşalım, rahatlayalım! Psikolojik Danışman Evlilik ve Aile Terapisti Selin Özkök Karacehennem'e ulaşmak için tel: (0212) 352 52 25-26 e-mail: evliliksanati@yahoo.com
Selin Özkök Karacehennem
|