| |
|
|
Derbiyi beklerken
Son döneme kadar F.Bahçe'nin hemen tüm maçlarını büyük bir gerginlikle izledik. Bu gerginlik, belirsizlikten kaynaklanıyordu. İlk golü Kanarya atarsa ne ala! Karşılaşmayı büyük olasılıkla kazanıyor, hatta fark atıyordu. İlk golü yediği maçlarda ise bazen son dakikalara dek süren bir heyecan başlıyordu. Niye? Çünkü Van Hooijdonk ve Alex birlikte oynuyordu. Biri yaşlı, çok top kaybediyor; diğeri zaten fazla koşmuyor... Aslında bu üzücü bir durum. Hangi futbol sever Hooijdonk ve Alex gibi ustaları birlikte seyretmek istemez? Ama olmuyor işte. Bu ikili birlikte oynadığında Fener, güçlü takımlara karşı direnemiyor.
*** Ve geldik bugüne... Hooijdonk yok. Ve Kanarya tıkır tıkır top koşturuyor. Bu öyle bir oyun ki... Endişeyi, gerginliği sadece Servet'in abuklukları, Tuncay'ın bencillikleri, Serhat'ın beceriksizlikleri gibi 'bireysel' hata, eksiklik, düşüncesizlik yaratıyor. Onun dışında takımın ciddi bir sorunu kalmadı. Peki bu durum F.Bahçe'nin tüm maçlarını kazanacağı anlamına mı geliyor? Yooo! Elbette kaybettiği karşılaşmalar da olacak. Mesela G.Saray ve özellikle de Hagi bu pazar oynanacak derbiye haftalardır hazırlanıyor. G.Saray galip gelirse hiç şaşırmam. Ancak şunu biliyorum: Fener taraftarı gergin değil. Takımına güveniyor. Pazar gününü içi havalanmadan, korkmadan, tedirgin olmadan bekliyor. Hele Kanarya yarınki maçta, Manchester'ı yenebilirse, G.Saray maçı, belki abartıyorum ama umurunda dahi olmayacak. Duygusal açıdan ne büyük bir rahatlık!
|