| |
|
|
'Kopya haber'... 'Devam haber'...
Işıkların Efendisi. Bu başlığı herhalde hatırladınız. 26 Kasım tarihli Sabah'ta manşete taşınan haber, Stanford Üniversitesi'nde doktora yapan Mehmet Fatih Yanık'ın ancak 270 derecede durdurulabilen ışığı oda sıcaklığında bilgisayar çipine hapsetmeyi başararak tıp ve iletişim alanında çığır açtığını okura duyuruyordu. Meslektaşımız Yurtsan Atakan'dan bu haberle ilgili olarak bir şikayet aldım. Atakan özetle "benden kopyalanmış" iddiasında... Mektubu şöyle: "Haber Türk basınında ilk kez 11 Temmuz tarihli Hürriyet gazetesinde köşemde yayınlanmış, ertesi gün Zaman gazetesinin kapağında, Akşam ve Vatan gazetelerinin ise iç sayfalarında da yer almıştır. Haber daha sonra Türk dergileri ve İnternet sitelerinde de yer bulmuştur. Eski tarihli bir haberin, üstelik kaynak gösterilmeden ve farklı bir imzayla manşet olarak kullanılmasını Sabah'a yakıştıramadım. Aylar önce yayınlandığında kendi gazetem Hürriyet de, bugün manşete çıkaran Sabah da dahil olmak üzere medyanın ilgisini çekmeyen bir haberin aylar sonra Sabah tarafından manşete çıkarılmasının altında yatan hikmeti merak etmekteyim. Bir açıklama bekliyorum." Haberler Müdürü Bülent Denli'ye konuyu taşıdım. İşte yanıtı: "Gazetemizde yer alan "Işığın Efendisi" başlıklı haberde, söz konusu Türk bilim adamının yalnızca ışığı durdurduğu değil, yaptığı buluşun nano cerrahiyle sinir uçlarının tedavisinde kullanılabileceği konusu da yer almıştır. Bu konu diğer gazetelerde ve köşe yazılarında yoktur. Ayrıca haberin bir başka boyutunun herhangi bir gazetede yayınlanmış olması kendi gazetemizde yayınlanmamasını gerektirmez." Yurtsan'ın 11 ve 18 Temmuz tarihli yazılarını okudum. İkisinde de bu tür başarı öykülerine Türk medyasının ilgisizliğinden yakınmış. Öncelikle, aradan zaman geçse de, bir büyük gazetenin konuyu yeniden gündeme taşımasına sevinmesi gerekir. Haber gazetede durduğu gibi durmaz. Bazen gelişir, yeni şekiller alır. Bülent Denli'nin cevabı gelen eleştiride gözden kaçan bir noktanın altını çiziyor. Buluşun nano cerrahiyle bağlantısı, yeni bir gelişme. Ancak... Yurtsan'ı haklı kılan bir nokta var. Haberin ne kurgusu yerli yerinde, ne de manşetten yapılan sunum "yeni"yi anlatıyor.. İnci Döndaş'ın haberi, ancak dördüncü paragrafta "en son gelişmelerin neler olduğunu" anlatmaya başlıyor. Böyle yazıldığı için olsa gerek, ön sayfadaki spot ve kısa haber başlıkları, Yurtsan Atakan gibi konuya vakıf olanlarda "yahu bunlar eski bilgiler" tepkisini doğuruyor. Oysa öyle değil. Fatih Yanık buluşunu adım adım geliştiriyor. Haberin içinde bu var. Sorun, neyin "yeni", neyin "eski" olduğunun tam anlatılamayışında... Bir gazetenin haberini başka bir gazete yeniden haber yapamaz mı? Yapar, ama... Neden yaptığının çok iyi anlatılması gerekir
|