| |
|
|
Halka mı, jürilere mi güveneceksiniz?
SABAH'ın "Günaydın"ında, Mehmet Çalışkan'ın çarpıcı bir haberi vardı. Buna göre kısa metrajlı filmlerle yönetmenlikte öğrencilik dönemini geçiren Ahmet Uluçay, ilk uzun metrajlı yapıtı ve 30 milyara mal olan "Karpuz Kabuğundan Gemi Yapmak" tan, festivallerde 148 milyar liralık ödül kazanmış. Buna karşı Uluçay'ın hem senaristliğini, hem de yönetmenliğini yaptığı "Karpuz Kabuğundan Gemi Yapmak"ın, bizim sinemalardaki ilk hafta gişe hasılatı sadece 7 milyar lira olmuş. Mehmet Çalışkan'ın haberini gözden kaçıranlar için hatırlatayım. "İsmail Hakkı Taslak, Kadir Kaymaz ve Gülayşe Erkoç'un başrollerini paylaştığı, Ahmet Uluçay'ın çocukluk hikayesini yansıtan 'Karpuz Kabuğundan Gemiler Yapmak', İstanbul Film Festivali ve Montpellier Film Festivali'nde En İyi Film, San Sebastian Film Festivali'nde ise Jüri Özel Ödülü kazandı. 45. Selanik Uluslararası Film Festivali'nde Türkiye'yi temsil eden film, jüri tarafından Özel Mansiyon ile onurlandırıldı. Uluçay, filme harcadığı 30 bin doları (42 milyar lira), gişeden değil festivallerde kazandığı paralardan çıkardı. Filmi bir haftada sadece 5 bin 235 kişi izledi ve gişede 7 milyar lira hasılat yaptı. Oysa film, İstanbul Film Festivali'nden 50 milyar lira, Montpellier Film Festivali'nden 32 bin Euro (60 milyar lira) ve San Sebastian Film Festivali'nden 20 bin Euro (38 milyar lira) alarak 148 milyar lira kazanmayı başardı." Türkiye'de yaratıcı insanların önündeki "Dramatik Seçim"i vurgulayan bir tablo bu. Farklı olanı, iyiyi, kaliteliyi yaratırken halka mı, yoksa jürilere mi güveneceksiniz? Bu bir çeşit " Sophie's Choise" değil mi?
|