|
|
|
|
|
|
Borrell: ''Ortaklığımız iki taraf için de hayati önem taşıyor"
Avrupa Parlamentosu Başkanı Josep Borrell, ''Biz Türkiye'ye politik ve ekonomik bağlantıların güçlenmesini sağlarız ve bunlar demokratik değerleri ve insan haklarını güçlendirebilir. Türkiye de bize, İslam dünyasına Avrupa'nın bir Hıristiyan kulübü olmadığını ispatlayabilir'' dedi.
Borrell, İKV ve TOBB tarafından düzenlenen ''Kritik Karar Eşiğinde Türkiye-Avrupa Birliği İlişkileri'' konulu konferansta yaptığı konuşmada, dün Ankara'da TBMM'ye hitap ettiğini anımsatarak, şöyle dedi: ''TBMM üyelerine şunu söyledim, burada da bunu tekrarlayacağım. Şunun farkında olmalıyız ki, şu anda Avrupa'daki kamuoyu Türkiye'nin hemen AB'ye üye olmasına karşı. Bu bir gerçek ama ben şuna da inanıyorum ki müzakereler ve tartışmalar sonunda ve birbirimizi daha iyi tanıyarak, Türkiye'nin daha fazla Avrupa'da tanınması ve Avrupa'nın da Türkiye'de daha fazla tanınması sayesinde insanlar daha çok verilere dayanarak karar verebilirler, önyargılara dayanarak değil. Çünkü, inanın çok önyargı var. Çok uzun bir sürecin başlangıcındayız, bu birbirimizi daha iyi tanıma süreci.''
Borrell, Türk toplumunun, tarihinin, kültürünün pek bildikleri konular olmadığını kaydetti. Josep Borrell, Türkiye'ye kendisinin ilk kez resmi bir görevle geldiğini ve bazı ilk izlenimlerini paylaşmak istediğini ifade ederek, şöyle devam etti: ''Türkiye'nin şu andaki bulunduğu noktada, hem Türkiye için tarihi bir dönüm noktası hem AB için bir dönüm noktası. Herşeyden evvel bütün Avrupalılar, Türkiye'nin modern, ilerlemiş bir ülke olmasını selamlamak durumundalar. Çünkü, pekçok bizim inandığımız değerler ve idealler paylaşılmakta. Eğer, Atatürk Avrupa doğrultusuna çektiyse Türkiye'yi, son birkaç yıldır sizler de bu yönde daha güçlü olarak ilerlemektesiniz. Şunu anlıyorum ve hepimiz Avrupa'da bunu görebiliyoruz, Türkiye gerçekten kendinin AB'nin tam üyesi olmasına büyük önem atfetmekte.''
Türkiye'nin AB'ye tam üye olmak istemesinin ne anlama geldiğini anladığını dile getiren Borrell, şunları kaydetti: ''Türkiye Müslüman bir ülke ve çoğu zaman din konusu ortaya konmakta ve tek bir sorun olduğu gibi gösteriliyor ama zannetmiyorum. Türkiye, Avrupa standartlarına göre büyük ve zengin olmayan bir ülke. Muazzam gayretler gösterdiniz, ekonominizi geliştirdiniz, yüzde 5 gibi çok büyük bir hızla büyüyorsunuz. Ama, şunun da farkında olmalısınız ki hala kişi başına gelir ile Avrupa üyesi ülkeler kişi başı gelir arasında büyük fark var. Bankacılık pazarı, vergi, iş yasalarınız bunlar konusunda çalışmalar yapıldı. Enflasyon düşürüldü. Yeni Türk Lirası Ocak'ta çıkacak ve bu çok önemli bir sembolü olacak bu tür başarıların.''
AB üyesi olmanın dış yabancı yatırımları artırmak anlamına da geldiğini ifade eden Borrell, Macaristan'ın bu dönemde doğrudan dış yatırımlarını yüzde 10 artırdığını, bunun, Türkiye'nin şu andaki doğrudan yabancı yatırımının 5 katı anlamına geldiğine dikkat çekti.
''AB HIRİSTİYAN KULUBÜ DEĞİL'' Dünya barışı ve istikrarı için demokratik değerlerin ve serbest ekonominin teyit edilmesinin önemli olduğunu belirten Borrell, şunları söyledi: ''Ortadoğu'daki istikrar ve barış için istikrarlı ve müreffeh bir Türkiye olması lazım. Bu herkesin yararına olacak. Ortadoğu'nun istikrarı, özellikle başarılı bir laik devletin hem İslam kültürünü hem demokratik değerleri paylaşmasından geçiyor. Bu durumda başka ülkelere model olabilir. Bazen şöyle denilmekte, İslam ve demokrasi birbirlerine uyuşmayan kavramlardır... Ama, sizler bunların uyumlu olduğunun canlı örneklerisiniz. Çünkü, İslam kültürüyle birlikte demokratik değerleri uygulayabilmektesiniz.''
AB'nin büyük miktarda en önemli hammaddesinin geldiği bölgelerin istikrarsız ve tehlikeli bölgeler olduğuna işaret eden Borrell, Türkiye'nin kendi istirarı ve dünya ekonomisine entegre olmasının kendileri için önemli olduğunu vurguladı. Borrell, ''Dolayısıyla, ortaklığımız iki taraf için de hayati önem taşıyor. Biz Türkiye'ye politik ve ekonomik bağlantıların güçlenmesini sağlarız ve bunlar demokratik değerleri ve insan haklarını güçlendirebilir. Türkiye'de bize, İslam dünyasına Avrupa'nın bir Hıristiyan kulübü olmadığını ispatlayabilir. Avrupa bir Hıristiyan kulübü değildir. Ben, bu görüşü her zaman savundum'' diye konuştu.
TÜRKİYE'NİN OLUMLU VE OLUMSUZ TARAFLARI... Avrupa Parlamentosu Başkanı Borrell, ''Hiçkimse bugün Türkiye'nin AB'ye hemen girmeye hazır olduğuna inanmıyor. Yasama çerçevesinde büyük farklılıklar var. Aynı şekilde kültürel ve ekonomik açıdan toplumda da, AB'ye yakınlaşması gereken hususlar var. Bu şimdi katılım müzakerelerini açma anlamına gelmeli mi, bu tam üyelik uzakta da olsa...'' dedi.
Borrell, Türkiye'nin AB'ye üyeliğinde olumlu ve olumsuz olan bazı noktaları incelemek istediğini dile getirerek, şöyle devam etti: ''Mevcut üyelerin bakışı açısından Türkiye sanıyorum getirebileceği çok şey olan bir ülke. Hızlı bir ekonomik büyüme hızı var ve mevcut AB ülkelerinden ithalat yapmakta. Türkiye genç ve büyümekte olan bir nüfusa sahip ve bu AB'nin demografik durumunun tam tersi. Türkiye'de Türk toplumunun çok kültürlü olmasının daha giderek kabul edilmesi, küçük Hıristayan toplumları ve ana dili Türkçe olmayanların da kabulünu daha anlayışla karşılama durumu var.''
Borrell, Türkiye'nin, Asya, Avrupa, Afrika ve Kafkaslar arasında stratejik konumda olduğunu söyleyerek, ''Ama zorlukları konusunda da aynı derece dürüst olmamız lazım'' dedi.
|
|
|
|
|
|
|
|
|