Sivilleşemeyen siviller...
Milli Güvenlik Kurulu Genel Sekreterliği binasında en son, Org. Tuncer Kılınç'ın görevini, Org. Şükrü Sarıışık'a devrettiği töreni izlemek üzere bulunmuştuk. Dış kapıdaki karşılamadan, içerideki oturma düzenine kadar askeri disiplinin havası her aşamada kendini hissettiriyordu. Genel Sekreteri'nin sivilleşmesi sonrası dün, 71 yıllık tarihinde ilk kez geniş kapsamlı basın bilgilendirme toplantısının yapıldığı MGK binasındaydık. Eskiye göre, askeri disiplin havasının bir nebze azaldığı gözleniyordu. Yine de koridorda görevlilerin sırtları, duvarla paralel şekilde duruyordu. Salonda herkes yerini aldıktan sonra dikkat çekici bir gelişme yaşandı. Genel Sekreter Büyükelçi Yiğit Alpogan, kapının önünde kendi halinde yürürken, birden bir sivil görevli süratle salona girdi ve yüksek bir tonla seslendi: "Sayın Genel Sekreter..." Protokol görevlisi, geçmişte olduğu gibi salondakilerin ayağa kalkmamalarına şaşırmış olsa gerek, dik bir şekilde insanların yüzünü gözü ile taramaya başladı. Bir kez daha seslenmeye hazırlandığı sırada, Alpogan'ın görüntüsünü alarak salona girmekte olan foto muhabiri ve kameramanlara ezilmekten kendini zor kurtardı. Sonunda bir kenara çekilip, basın toplantısının sonuna kadar hazırol vaziyette bekledi. MGK Genel Sekreterliği sivilleşse de sivilleşemeyen sivillerin varlığından kurtulamamıştı. Zaten, Genel Sekreterliğin geçmişte de sorunu sivilleşemeyen siviller olmuştu. Asker görevlilerin raporları gerçekçi, yumuşak ve sorunun demokrasi içinde çözümüne aracı olacak nitelikteydi. Sivillerin raporlarında ise tersi bir görüntü vardı. MGK'da askeri üyelere dönük eleştiriler hakim olsa da aslında perdenin arkası farklıydı. Nitekim, dün Alpogan'ın personeline ilişkin verdiği rakam da bunun kanıtıydı. MGK'da asker personel sayısını 15, sivil personelin sayısını 279 olarak açıklıyordu.
Belgeler yakılmadı Alpogan, sorulara açık yüreklilikle yanıt verirken, aslında MGK Genel Sekreterliği'nin günlük konularla değil, geleceğe ilişkin iç ve dış tehditlerle uğraştığını açıkladı. Tehdit derken bunun sadece askeri anlamda olmadığını da Seferberlik ve Savaş Hali ile ilgili birimin yaptığı çalışmayı ortaya koyarak açıkladı: "Bu birimimiz yasal zeminde askeri anlamda organizasyondan sorumludur. Ama odaklandığımız nokta deprem ve depreme dönük faaliyetleri düzenlemektir..." Alpogan, MGK Genel Sekreterliği'nin geçmişte en önemli birimi olarak kabul gören Psikolojik Harekat'ın kendilerinden alındığını açıkladı. Israrlı sorulara karşın, bu birimin hangi kamu kuruluşu bünyesinde faaliyetini sürdüreceği konusunda açıklama yapmaktan kaçındı. Psikolojik Harekat'ın elindeki belgelerin yakıldığına ilişkin bir süre önce basında yer alan haberleri de kibar bir şekilde tekzip etti: "Türk devletinin geleneğinde belge yakmak yoktur..." MGK'nın tarihinde kişileri fişlemediğini de bu aşamada kayda geçirdi. Bir de son dönemde tamamlandığı belirtilen ve içeriği hakkında sürekli yazılar yazılan, Milli Güvenlik Siyaset Belgesi'nin tamamlanmadığını, kurumlardan henüz görüşlerin gelmekte olduğunu açıkladı.
Dış tehdit MGK'nın bir yıl iç, bir yıl da dış tehditle ilgili kriz tatbikatı düzenlediğini anımsattı. Bu yıl 21-23 Aralık'ta bu tatbikatın düzenleneceğini açıkladı. Tatbikatın senaryosunu açıklamakta sakınca görmedi: "Türkiye'nin dışında iki ülke arasında doğabilecek savaşa yakın bir durumun Türkiye üzerindeki muhtemel etkileri..." Alpogan, basın mensuplarının istedikleri zaman kendilerini arayıp bilgi alabileceklerini de kayda geçirdi. Eskiden kapısından içeri girmenin dahi zor olduğu, gizlilik kuralı içinde çalışılan MGK Genel Sekreterliği'nde dün önemli bir gün yaşanıyordu. Yıllardır kapılarını kapalı tutmuş MİT'in basın müşavirliği kurup önemli bir açılım yapmasından sonra, dün de MGK kendini kamuoyuna açıyordu.
|