|
|
|
|
|
Sönmez karanlıklara yuvarlanmış gibi hissetmiş
|
|
* Dostlarınız sizi ziyaret etmek istedi ama izin vermediniz. Kızmadılar mı? Hala kızanlar vardır belki ama inanın ben istemiyorum kendi içime kapanık olmayı daha çok seviyorum. Hep hastalıktan konuşmak, insanların bana üzülmesini görmek zor geliyor. Ayrıca tedaviden dolayı ağzımda müthiş bir kuruma var, dolayısıyla zor konuşuyorum. Tükürük hiç olmadığı için biraz konuşunca yoruluyorum. Telefonda bile kısıtlı konuşabildim.
* Sanatçı dostlarınızdan kimse gelmedi mi peki? Çok yakın dostlarım geldi. Türkan (Şoray), Hülya (Koçyiğit) ve Nilüfer geldi. Onlarla görüştüm. Aynaya baktığımda hastalıklı bir kadın görüyorum ben. Bunu herkesle paylaşmak istemedim.
* Çok ağır bir kanserle uğraştınız, hala da uğraşıyorsunuz aslında. Zaman zaman karamsarlığa kapıldığınız olmadı mı? Yani insan bu kadar da pozitif olamaz gibi geliyor bana... İnanın hiç karamsar olmadım. Bu benim yaşamam gereken ve mücadele etmem gereken bir süreçti. Şimdi biraz şımarmış durumdayım. Daha kötü zamanlarımı çabuk unuttum, bir an önce normal hayatıma dönmeyi umuyorum.
* Herkese moral ver, kanserle savaş, beni bile teselli ettiniz Houston'da. Nasıl başa çıktınız bunlarla? Eşim Sönmez müthiş destek oldu. Aslında rolün büyük bir kısmını o üstlenmiş ama ben farkında değilmişim. Şimdi daha çok anlıyorum. Benim huyumu bildiği için hiçbir şey olmamış gibi davrandı. Yapabildiğimiz kadar günlük hayatımızı sürdürdük. Biraz daha fazla şefkat gösterdi, biraz daha fazla dokundu bana, sarıldı, okşadı. Çok fazla beraber zaman geçirdik. Hiç sıkılmadık çünkü aslında ne kadar çok şey birikmiş birbirimize anlatacak.
* Peki kendi içinde o ne yaşıyormuş? Sizinle paylaştı mı hiç? Ben hep o bu hastalığı hafife alıyor, Filiz nasılsa iyileşecek diye düşünüyor zannediyordum meğerse başka korkular yaşıyormuş. Ancak konuşabildik. Benim hakkımda ne hissettiklerini kaleme almış. Bir cümlesi beni çok etkiledi. Hastalığımı öğrendiği zaman kendisini bir karanlığa yuvarlanıyormuş gibi hissetmiş. Çok şaşırdım böyle hissetmesine.
* Niye şaşırdınız? Beni sevdiğini tabii ki biliyordum ama bu derece olduğunu yeni öğrendim. Yoğun hislerini algılayamamışım ben. Aramızda hem aşk, hem dostluk hem de kadın-erkek dayanışması var. Ben bu hastalığı yaşamasaydım belki de onun değerini bu kadar çok anlayamazdım.
|
|
|
|
|
|
|
|
|