Futbol ve taso!
Toplum olarak "Bıçak sırtında" yaşamaya alıştık ya, artık bundan böyle futbolumuz da bıçak sırtında ilerleyecek herhalde. Size spor sayfalarında iki haftadır bıçaklı saldırı haberleri veriyoruz. Üzücü, can sıkıcı ve nefret ettirici haberler bunlar. Ama Pazar sabahı gazetelerde, 7 yaşındaki bir çocuğun taso oyunu yüzünden (evet, basit bir taso oyunu!) 9 yaşındaki arkadaşını, evinden aldığı bir meyve bıçağı ile öldürdüğü haberini okuduğumda, birkaç hafta önce yazdığım bir yazıyı hatırladım. Hani çocuklarımızı şiddetten koruyamadığımızı anlattığım bir yazıyı... Çocuklarımız ne görüyorsa, onu bize geri veriyor. Sadece yukarıdaki haberi değil, birkaç gün önce 4 yaşındaki bir çocuğun komşusunun bebeğini öldürdüğü haberini de hatırlıyorum. Neyse, büyükler futbol yüzünden birbirini öldürürken, küçüklerin taso yüzünden birbirini öldürmesi bana artık mantıksız gelmiyor!!! Her ne kadar haberle olay arasında bir ilişki kurulamayacağını yazarımız Emre Aköz belirtse de (birkaç gün önce intihar haberleri ile ülkedeki intiharlar arasında bir ilişki olmadığını rakamlarla ispatlamıştı) bundan böyle mümkün olduğunca şiddetle ilgili şeyler yazmamaya özen göstereceğim. Yakında daha anne karnında iken katiller üreteceğiz bu gidişle.
Gözümüzün "pası" silindi Herşey bir yana, sanırım Alex'in Türkiye'ye transferini gerçekleştiren isimlere bir teşekkür borcumuz var. Güzel oynadığı zaman onu seyretmek büyük bir keyif. Bugüne kadar sürekli Alex'in koşmaması eleştirildi. Ama onun yapması gereken koşmak değildi, zaten 8 gol, 7 asistlik performansı neler yapması gerektiğini gösteriyor. Ayrıca Diyarbakır karşısında koştu da. 2 yıl önce OrtegaWashington ikilisi ile hayal kırıklığına uğrayan, geçen sezon Van Hooijdonk ile turnayı gözünden vuran F.Bahçe için Alex de, tam isabet denebilecek bir transfer. Aurelio'nun golü de, uzun süre hafızalardan silinmeyecek, hatta televizyonda çıktığında tekrar tekrar izlenecek.
Doğan neden gitti? Trabzon'da Konya beraberliği ve ardından Ziya Doğan'ın istifası, belki de ligin zirvesine son şeklini verdi . Bugüne kadar bu takımı getiren Ziya Doğan'dı. Bundan sonra gelecek isim Trabzon'u yeniden ilk iki içerisine sokamazsa, sezon sonundaki akibeti, Ziya Doğan ile aynı olacak. Ancak Trabzon'da bu kez durum biraz farklı. Başkan Atay Aktuğ, Ziya Doğan'ın gitmesini istemedi. (Oysa çoğu zaman yönetim, teknik direktörü kovardı.) Ancak bu takımı ilk kez Şampiyonlar Ligi'ne taşıyan, kısa sürede Türkiye Kupası'nı kazandıran Doğan, ani bir kararla kendisi istifa etti. Şimdi sorular şunlar: 1Ziya Doğan son alınan sonuçları gurur meselesi mi yaptı? 2Yattara'yı oynatıp oynatmama yüzünden mi ayrıldı? 3Başka bir takıma gitme ihtimali ortaya çıktığı için mi görevi bıraktı? Sonucu zaman bize söyleyecek. Ama Trabzon için şampiyonluk hedefi bundan böyle daha da zorlaşacak. Hele F.Bahçe bu kadar arayı açmışken...
|