| |
|
|
Mesele kilise olunca...
Muhabir veya editör habere kişisel yorum katabilir mi? Asla. Tabii habercilik ilkelerine saygımız varsa. Ve okurun güvenini istiyorsak... Ne yazık ki bunun kötü bir örneğine Sabah okurları 22 ve 24 Kasım tarihli sayılarda tanık oldu. Sabah İstanbul sayfasında 22 Kasım tarihinde yer alan Tarihi Kilise Küflendi başlıklı bir haber, New York Times gazetesinin 21 Kasım tarihli sayısında çıkan, Türkiye'deki azınlıklar tartışmasına ilişkin haberinin önemli bir ayrıntısına dayandırılmıştı. Buna göre, Beyoğlu'ndaki Panayia Rum Ortodoks Kilisesi, İngiltere Başkonsolosluğu'nu hedef alan bombalı saldırılarda hasar görmüş, ancak onarım için gerekli izin resmi makamlardan bir türlü alınamamıştı. Haber, New York Times'ın haberini özetliyordu. Ama hayli vahim bir "etik ihlal" ile...
'DİLİNE DOLADI..' Metnin ortasında, Times'ın anlattıklarına ara veriliyor ve şöyle deniyordu: "..Oysa benzer terör saldırılarında zarar gören Neve Şalom ve Beth Israel sinagoglarının yenilenme ve tamir süreçleri New York Times sütunlarında yer almadı. Gazete Hıristiyan vatandaşlarımıza gösterdiği hassasiyeti Musevi vatandaşlarımızdan esirgedi." 24 Kasım tarihli Sabah' ta yine İstanbul sayfasında görülen başlık ise şöyleydi: "İşte New York Times'ın diline doladığı kilise". Aslında doğru bir iş yapılmış, Sabah muhabiri Panayia Kilisesi'ne gönderilmişti. Spotta, muhabirin vardığı sonuç özetleniyordu: "..Beyoğlu'ndaki tarihi kilise prosedür kurbanı." Haberin önemli bir bölümü kilisenin halinin perişan olduğunu doğrulamaktaydı.
DİLDE YANLIŞLAR Ama metin yine kişisel bir yorumla bitmişti: "Uzun lafın kısası, kilisenin tamiratının gecikmesinde New York Times'ın ima ettiği gibi Türkiye'de yaşayan Hıristiyan vatandaşlara karşı yapılan bir tutum söz konusu değil... Bir Türkiye klasiği olan prosedür, yazışmalar ve bunların onaylanması için gereken evraklar, Panayia Kilisesi için de engel teşkil etti." Son iki cümledeki dil yanlışlarını ("yapılan bir tutum" denmez, "takınılan bir tutum" denir; "evraklar" değil "evrak" denir) bir yana bırakırsak, temel hak ve özgürlüklere önem veren bir gazetenin haberlerinde hiç olmaması gereken ifadeler bunlar. Dikkat: "Haberlerinde..." dedim. "Köşe yazılarında" demedim. Orada tabii olur. Habercinin okura doğru, dengeli, katıksız bilgi ve görüş aktarması gerekir. Onun kişisel kanaatlerini okurla paylaşma lüksü yoktur. Ne kadar doğru ve yorumsuz haber, o kadar mutlu, güvenli okur. Denklem bu kadar basit. Birinci haberin altında Dış Haberler Servisi imzası var, ama aktardığım yorum onların bilgisi dışında İstanbul ekibinden bir editor tarafından sonradan eklenmiş. Nedeni? İstanbul sayfasından Büşah Gencer, "Benim bilgim dışında gerçekleşmiş. Elbette ki kabul edilebilir bir şey değil" diye yanıtlıyor. "Habere yorum katmaya hakkımız yok. Tüm arkadaşlarımı tekrarı olmasın diye uyardım. Okurlardan özür diliyoruz."
İŞİ İYİ YAPMAK Şimdi... New York Times önemli bir haber yakalamış. Bu kesin. Sabah gibi pek çok gazetenin yanıbaşında duran, onların yakalayamadığı bir haber... "Kilise haberi" o yüzden sadece kıskandırmalı.. "Keşke bunun tüyosunu New York Times bizden alsaydı, bize atıfta bulunsaydı" dedirtmeli... Ama... Zeugma mozaikleri haberini ilk New York Times bulup duyurursa.. İstanbul'daki Sinagog saldırılarının faili teröristler Bingöllü çıkınca, onların aile ve yakınlarıyla röportaj için "Bingöl'e kadar gitme zahmetine" sadece Washington Post muhabiri katlanırsa... Güneydoğu'da bulunan 11 kişilik toplu mezarın haberi es geçilirse... Mardin'de terörist diye kurşunlanan çocuğun haberi peşine günler sonra düşülürse.. İşte o zaman... "İşimizi iyi yapıyor muyuz?" diye kendimize soralım. Kızmadan, bozulmadan... Beğenilmeyen bir yabancı gazete haberine negatif yorum katmak yerine, gereken bellidir: Tarafgirlikten uzak, cesur gazeteciliği bizzat yapmak. New York Times, Izvestia, Daily Telegraph, Le Monde vb. Sabah'ın haberlerine ve tüyolarına dayanarak haber verdiği ölçüde bu gazete yükselecektir. Referans olmak işte böyle bir şeydir. Her nasılsa, New York Times'a atfen verilen iki habere fena halde kişisel yorum girmiş. Sonuç? Okurlara hiç faydası olmayan bir işgüzarlık
|