|
|
|
|
|
Küslüğü gençler bitirdi
|
|
Mardin'de 36 yıllık küslükten sonra barışan Boran ve Ayaz aileleri, "El sıkışmaya gençlerin silah merakı yüzünden karar verdik" diyorlar "Yeni nesil gençler silahlanıyordu. Okula gitmez oldular, eğitime hiç önem vermediler. Uykularımız kaçtı, böyle bir çözüm bulduk".
Mardin'de bir soğuk akşam. Polisevi'ndeyim. Odanın perdesini aralıyorum lapa lapa yağan karın altında Mardin daha büyüleyici gözüküyor. Aklım fikrim Savur'da. Acaba yarın gidebilecek miyiz, 36 yıllık bir küslükten sonra barışan iki aileyle görüşebilecek miyiz? Hikayeyi dün okudunuz. Yaklaşık 5000'er mensubu bulanan Boran ve Ayaz aşireti işadamı Zeynel Abidin Erdem'in aracılığıyla sonunda barış yemeği yedi. Yıllardır süren kan davasını anlatırken Zeynel Abidin Erdem'ın sık sık gözleri doluyor: "İki aile de benim uzaktan akrabam. Savur Mardin şehrinin pusulası gibidir. Savur'da huzur varsa her yerde vardır. Maalesef şimdiye kadar bu huzur sağlanamadı. İki taraf da çok amaçok acı çekti. Büyük kayıplar yaşandı. Barışı sağlamak için araya ne bakanlar ne milletvekilleri girdi ama Hüsamettin Boran bir türlü ikna olmadı. Ben nasıl yaptım onu da bilmiyorum. Herhalde Allah yardım etti." Kar yağıyor, köpekler uluyor, sabahı zor ediyorum. Lütfen yollar kapanmasın, lütfen sis basmasın. Ertesi sabah Mardin Valisi Temel Koçaklar'dan haber geliyor. Ya gideceğiz ya gideceğiz! Önümüzde bir iş makinesi Savur ilçesine doğru yola koyuluyoruz. Yaklaşık 60 kilometrelik bir yol ama kar yüzünden git git bitmiyor.
EL SIKIŞILDI İŞ BİTTİ Mİ YANİ? Sonunda Savur'a giriyoruz. Zeynel Abidin Erdem anlatıyor: "Dünkü yemeğe 5000 kişikatılacaktı ama kar yüzünden herkes yollarda kaldı. Bu iki aşiretin barışması gerçekten de büyük bir olay. Ne kadar büyük olduğunu anlayabilmek için yaşamak lazım. Zamanında bir fotoğraf çekmiştim şimdi bulamıyorum. Fotoğrafta Savur'daki evlerin penceresinden gözüken silahlar var. Şimdi ise insanlar birbirlerine selam veriyor." Savur Spor Salonu'nu dolduran kalabalığa şöyle bir göz atıp, Boran Aşireti'- nin lideri Hüsamettin Boran'ın evine gidiyorum. Kapıyı Hüsamettin Boran'ın eşi açıyor. Kızı ve oğlu sadece bu barışma yemeği için Diyarbakır'dan gelmişler. Oğul Hasan Boran ile konuşmaya başlıyoruz. Aklım almıyor böylesine bir küslüğü benim. Yani diyorum "Tamam mı, yani şimdiel sıkışıldı, barış oldu denilince kimse bunu çiğnemez mi?" Hasan Boran gülüyor, "Olmaz öyle şey" diyor. "Bizde bir kişi sorumludur aşiretten. Kimse babamın sözünden çıkamaz. İlk olay yaşandığından ben 9 yaşındaydım. Huzursuz, mutsuz bir 36 yıl geçirdik. Kimi aile üyeleri yurtdışına gitmek zorunda kaldı. Bir kışkırtma sonucu kayıplarımız oldu. Bu barış sadece bizim için değil bölgedeki bütün aşiretler için önemli." Peki 36 yıldır sağlanamayan bu barış bugün nasıl gerçekleşti? Neydi Hüsamettin Boran'a, biz mağduruz anlayışına rağmen, "Seni Allah affetsin Eşref" diye halefiyle kucaklaşmaya iten? Anne Nezihe Boran cevap veriyor. "Gençlerin durumu bizi rahatsızetmeye başladı. Yeni yetişenlerin hiçbiri okula gitmiyordu ve silahlanıyordu. Barışla birlikte silah bırakılacak." Boranlar aslında kışın Ankara'da yaşıyorlar. Yazın Mardin'e gelen Boran Ailesi'nin eski konaklarında ise şimdi halaları Sevim Ökmen oturuyor. Konak Boran ailesinden de ünlü aslında. Sibel Can'ın Berivan dizisinin çekildiği konak var ya, işte bu o konak. Aynı günün gecesi Mardin'de yine Polisevi'ndeyim. Polisevi çok sıcak. Dışarısı buz gibi. Kan davasını düşünüyorum. Kaç kişi ölmüş kaç kişinin canı yanmış, kaç yıl kaç kişi birbirinden kaçmış.... Aklım almıyor. Mardin soğuk ama barışın sıcaklığını insanların yüzünde hissediyorsunuz. Gülüyorlar, gülüyorlar çünkü huzur gelmiş 36 yıldan sonra...
|
|
|
|
|
|
|
|
|