| |
Spor ve mafyası
Cuma günü, ertesi gün yayınlanacak olan "Spor dünyası saydamlaşabilir mi?" başlıklı yazıyı yazarken "bedava bilet" sisteminin mafyalaşmanın özünü oluşturduğunu vurgulamayı hedefliyordum. Cumartesi günü gazeteyi elime aldığımda beni bir sürpriz bekliyordu, yazının son bölümü bir anlık dalgınlık nedeniyle, uçup gitmişti... Gazetedeki yazının sonu şöyleydi: "Sistemin teknik kısmındaki en vurucu unsuru 'basılan bedava bilet' oluşturuyor. Eğer sağlıklı bir sistem söz konusu olacaksa, neden 'bedava bilet' basılsın? Bu çözüldüğünde, sorunun büyük bir kısmı da teknik olarak çözülmüş oluyor. Ne var ki, kulüp yönetimleri bir yandan kendi iktidarlarını ayakta tutacak varoş çıkışlı kesimleri 'bedava bilet' le devşirirken, bir yandan da onların esiri oluyor. 'Bedava bilet' alınınca tezahürat istendiği gibi oluyor ama bilet dağıtılmayınca çetelerin denetimindeki tribünler yönetimlerin aleyhine bağırıyor."
*** Yazının yayınlanmayan, uçup giden sonraki bölümü ise şöyle devam ediyordu: "Bedava biletten elde edilen paralar artık 'çeteler arası' savaşlara yol açıyor. Maç seyretmek ya da spor müsabakası izlemek yerine birbirleriyle dövüşüyorlar. Bu sistemin içindeki isimler, bağlantıları kuranlar, bunların devlet destekleri teker teker biliniyor. Ama tehdit ve alenen adam vurma, konunun bütün boyutlarıyla tartışılmasını da engelliyor. Cihat Aktaş'ın hazin ölümü, bilinen ama artık taşınamaz bir tehlike sınırına gelen spordaki mafyalaşmayı yeniden hatırlattı. Bakalım devlet ve görevlileri mafya ile yolları ayıracak ve gereğini yapacak mı, yoksa bir kez daha mafya devlete ağır mı basacak? Hukuku yok sayan kulüp yöneticileriyle mafyanın spor sahalarından temizlenmesi devletin kararlılığının ölçüsünü de gösterecek."
*** Hafta sonunda da spor ile ilgili haberleri bu soru ışığında izledim: Mafya mı ağır basacaktı, hukuk mu? Sermaye Piyasası'nın, halka açık şirketler olan spor kulüplerini "bedava bilet" uygulaması nedeniyle incelemeye alacağı haberi hukuk açısından umut vericiydi. Gene Şükrü Saracoğlu Stadı'nda önceki gün oynanan Fenerbahçe-Diyarbakırspor karşılaşmasında alınan tedbirler, hukuksal irade uygulanınca mafyaya geçit verilmeyeceğini ispatlıyordu. Bu yaklaşımla medyaya da göz attım... Spordaki mafyayı silip süpürmek için medyanın tutumu da yaşamsal öneme sahip. SABAH'ın olay üzerine birinci sayfadan gidiyor olması bu nedenle önemliydi. Vatan gazetesi de umut verici gelişmeleri ilk sayfadan görmüştü... Spordaki mafya toplumsal çürümenin hangi boyutlarda olduğunu sergileyen en önemli örnek. Bunu teşrih masasına yatırıp radikal bir şekilde yaşamın dışına atabilirsek, biraz daha sağlığımıza kavuşacağız. Ancak spor mafyasının Türk halkının en dramatik gelişmeleri bile yirmi üç gün içinde unuttuğuna çok güvendiğini asla ve asla hatırdan çıkarmamak gerek. Medyanın işlevi bu nedenle bu savaşta karargah vazifesini görmekte...
|