IMF, bankacılık düzenleme ve denetleme kurumlarının bağımsız kalmasının krizleri önleyeceğini savundu ancak uyarmayı da ihmal etmedi: Bu özerk kurumların hesap vermesi sağlanmalı.
Uluslararası Para Fonu (IMF), bankacılık düzenleme ve denetleme kurumlarının bağımsızlığının yetersiz kalmasının, olası mali krizleri daha da kötüleştireceğini vurguladı. IMF tarafından yapılan Mali Sektörün Düzenlenmesi konulu çalışmada, düzenleyici ve denetleyici kurumlar ele alındı. IMF'ye göre, bankacılık sektörünü düzenleme ve denetleme görevini üstlenen kurumların bağımsız olması, etkinlikleri açısından çok önemli bir unsur. Ancak böyle bir gücü elinde bulunduran kurumların mutlaka 'hesap verebilirliklerinin sağlanması' gerekiyor.
SİYASİLERİN SUÇU IMF çalışmasındaki saptamalara göre, Türkiye, Rusya, Uzakdoğu ve Latin Amerika ülkelerinde son 10 yılda meydana gelen büyük mali krizlerde, siyasetçilerin mali sektöre doğrudan müdahaleleri ve bağımsız kurumların bulunmaması, mali sektördeki sorunları daha da derinleştirdi. Gelişmekte olan ülkelerde, mali krizleri daha da derinleştiren mali sektör üzerindeki siyasi baskı, yalnızca mali düzenlemeyi zayıflatmadı, bankalarla ilgili düzenleme ve denetleme işini yapanları da sıkıntıya düşürdü. Mali sektördeki siyasi müdahalelerin, krizleri derinleştirirken, vergi mükelleflerinin de maliyetlerinin artmasına neden olduğu ifade edildi. Raporda mali sektörü siyasi baskıdan koruyan, bağımsız güçlü bir düzenleme- denetleme kurumunun varlığının, mali krizlerin engellenmesine de katkıda bulunacağı vurgulandı. IMF çalışmasında, düzenleme ve denetleme kurumlarının da kendilerine yasayla verilen ve bağımsızlıktan kaynaklanan zorlayıcı gücünü kullanarak, örneğin bin bankanın lisansını iptal ederken, bu gücü kötüye kullanmaması ve böyle bir gücü elinde bulunduran bu kurumların mutlaka hesap verilebilirliklerinin sağlanması gerektiği vurgulandı. Hesap verilebilirlik ile bağımsızlık prensiplerinin, bu kurumlar için birbirlerini tamamlayıcı olması gerektiğinin de altı çizildi.