| |
CMUK günleri
Hayret; Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu (CMUK) tasarısı, kamuoyunda Türk Ceza Kanunu'nun çeyreği kadar bile tartışılmadı. Oysa en az onun kadar önemli bir yasa CMUK; çünkü hazırlık soruşturmasından kesin hükme kadar olan uzun süreç boyunca "Hakların korunması"na bu yasa kalkan işlevini görüyor. Bir başka deyişle, kesin hüküm verilinceye kadar masum sayılanların haklarını bu yasa kolluyor. O nedenle, hukukçular CMUK'a "Teminat hukuku" diyorlar. Adalet Komisyonu'nda bugün görüşmeleri başlayacak ve AB zirvesine yetişmesi için 17 Aralık'a kadar Meclis'ten çıkarılacak CMUK tasarısının, bir yığın değişiklikle 40 yamalı bohçaya dönen yürürlükteki yasaya göre ileri düzenleme olduğunu söyleyebiliriz. Gerçekten de yeni CMUK hem hayatımıza, hem de yargılama sistemimize önemli değişiklikler getirecek. Birkaçını sayalım: * Mahkemelerde ana dilde savunma yapılabilecek. Tabii özellikle Kürtçe savunma hakkının getirilmesini kastediyoruz. * Gıyabi tutuklama kaldırılacak. Hapis cezasının üst sınırı 2 yılı aşmayan suçlarda tutuklama kararı verilmeyecek. Tutuklular mahkemeye kelepçeli getirilmeyecek. * Gözaltı 24 saate indirilecek. Bu süre her defasında 24 saati geçmemek üzere 3 gün uzatılabilecek. Gözaltına alınanın yakınına geciktirilmeksizin haber verilecek. * Polis ifadesi, yargılama sırasında sanık tarafından kabul edilmedikçe, hükümde etkili olamayacak. * Savcıların kamuoyunda esen rüzgârla dava açmaları yolu daraltılacak . Yeterli delil toplanmadan açılmış davanın iddianamesini mahkeme reddedebilecek. * Çapraz sorgu sistemi getirilecek: Savcı ve avukat, sanığa, tanıklara, bilirkişiye doğrudan soru yöneltebilecek.
Adli kolluk tartışması Listeyi daha da uzatabiliriz. Ancak bunca yeniliğin yanında tasarının eksik ya da yetersiz bulunan yönleri de var. Örneğin telefon dinlemenin kolaylaştırılması, çapraz sorgu hakkından sanığın yararlanamaması, polisin sorgulama yetkisinin korunması, zorunlu avukat uygulamasının kabul görmemesi gibi. Baroların "Tasarının savcı ve yargıçların istek ve yönlendirmeleri doğrultusunda hazırlandığı, savunma tarafının görüşlerinin pek dikkate alınmadığı" sitemini de kayda geçirmemiz gerekiyor. Meclis'teki görüşmelerde herhalde "Adli kolluk" konusu da gündeme gelecek. "Özerk bir adli kolluk birimi oluşturulur" ibaresi Alt Komisyon'da tasarıdan çıkarıldı. Bu kararda, komisyon üyeleri arasındaki görüş ayrılıkları kadar Emniyet'in tepkisi de rol oynadı. Adalet ve İçişleri bakanlıkları anlaşırsa, maddenin Genel Kurul'da yeniden tasarıya eklenebileceği söyleniyor. Hukukçular, yukarıda belirttiğimiz ibarenin aynen benimsenmesi halinde bu birimin istenen faydayı sağlamayacağını savunuyor ve "Adli kolluğa özerklik vermek yetmez, ayrıca bağımsız bir statüye de kavuşturulması gerekir. Oysa şimdilik askıya alınan düzenleme adli kolluğun idari açıdan İçişleri Bakanlığı'na, adli açıdan da Adalet Bakanlığı'na bağlı olmasını öngörüyor. Bu durumda adli kolluğun özerkliğinden söz etmek mümkün olur mu" diyorlar. Bize göre ise; asıl tartışılması gereken konu şu: Yeni CMUK, adalet hizmetinin kalitesini yükseltebilecek mi? Yani adaletin işleyişini hızlandırabilecek mi? Açıkçası, yargı süresini kısaltabilecek mi, "geciktirmeksizin" adalet dağıtabilecek mi? Bu sorulara olumlu yanıt verilebilirse, toplumda adalete güven duygusu pekişebilir...
|