Meclis'i kullanan "çağdaş Zübük..."
İstanbul'da kapkaç olaylarının sıkıntısı sürerken, TBMM Başkanı Bülent Arınç da Ankara'daki "çağdaş dolandırıcıdan" dolayı sıkıntılı. Meclis'in telefonlarını kullanarak "iş takibinde" bulunan ve "dolandırıcılık yaptığı" iddia edilen kişiye gelince.. Geçmişte de "sahte çek" davasıyla yüz yüze kalmış, "eski Devlet Bakanı". TBMM'deki odasına girdiğimizde Arınç'ı konuyla uğraşırken bulduk. "Çağdaş Zübük", iktidar kulisinin çıkışında bulunan ve herkesin kullanımına açık olan telefonları kullanarak, iddiaya göre "çözülemeyen işlerinizi çözerim" deyip ücret karşılığı iş takibi yapmış. "İşi çözmenin ilk adımı karşılığı"bazı kişilerden para almış. Ancak, işlerinin çözülmediğini gören kişiler, "eski Devlet Bakanı"nın kendilerini sürekli aradığı telefonların izini sürmüşler. Karşılarına TBMM'nin telefonları çıkınca, çareyi Başkan Arınç'a sorunu aktarmakta bulmuşlar. Arınç, konuyu incelemesi için Meclis Emniyet Müdürü'ne talimat vermiş. Olayı kısaca aktardıktan sonra, karşılaştığı durumun üzüntüsü içinde, yıllar önce memleketi Manisa'nın bir ilçesinde, savcının alet edildiği "dolandırıcılık" olayını anlatıp, her dönem bu tip kişilerin çıkabildiğine işaret etti.
Başkanlık 2 dönem sonra Başkan Arınç ile sohbetimizde, Başbakan Erdoğan, bir süre önce de Adalet Bakanı Cemil Çiçek tarafından dile getirilen "yarı başkanlık" sistemi üzerinde de konuştuk. Arınç, Türkiye'nin parlamenter sistemi terk edip, başkanlık sistemine süratle geçebileceğine ihtimal vermiyor. Öncelikle parlamenter sistemin iyi çalıştırılması gerektiğini düşünüyor. Buna karşın, kendisinin de "başkanlık sistemi"ni istediğini belirterek şöyle diyor: "Toplumumuzun, lidere bağlı bir özelliği var. Ancak bunların tartışılması için çok erken. Böyle bir anayasa değişikliğinin gelmesi halinde, önerenlerin referandumu da göze alması gerekir. O nedenle konu AB ile birlikte ancak iki dönem sonra gündeme gelir." Arınç, özetle yarı başkanlık sistemini Türkiye'nin ancak 2012'den sonra tartışabileceğine işaret ediyor.
Yüzde 10'a formül AB İlerleme Raporu ile tekrar gündeme giren yüzde 10 barajının aşağı çekilmesi konusuna gelince. Arınç, ocak ayının ikinci yarısında TBMM'nin, Türkiye Ekonomik ve Sosyal Etüdler Vakfı (TESEV) ile birlikte düzenleyeceği, Seçim ve Siyasi Partiler yasalarının ele alınacağı sempozyumda konunun tartışılacağını belirtiyor. TBMM Başkanı'nın düşüncesi, barajın aşağı çekilmesi yerine, 1995'te gündeme gelen, "Türkiye milletvekilliği"nin devreye konulması yönünde. Nitekim, 2001'de AKP Grup Başkanvekili iken yaptığı konuşmada dile getirdiği formülü bir kez daha tartışmaya açıyor.
Ancak 2005'te değişir Buna göre, 550 milletvekilinin 450'si genel seçimle gelirken, 100'ü "Türkiye milletvekili" adı altında kontenjan vekillerinden oluşacak. Bir parti, eğer yüzde 25 oy almış ise 450 milletvekilliğinden karşılığını alırken, Türkiye milletvekilliğinden de 25 sandalye kazanacak. Bir başka parti yüzde 6 almış ise yüzde 10 barajını aşamadığı için 450'den pay alamayacak, ancak kontenjan torbasından 6 milletvekilliği elde edecek. Başkan, tercih sisteminin tekrar getirilmesini de savunuyor. Ancak, tercih ile bir milletvekilinin seçilmesi için alacağı oy oranının yüzde 20-25'ler seviyesine çekilmesini savunuyor. Arınç, Fransa'da olduğu gibi partilerin kendi kimlikleriyle kalıp, seçime ittifak yaparak, yani blok oluşturarak girmesine olanak tanınmasından yana. Böylece partiler, kimlerle koalisyon hükümeti kuracağını seçim öncesi ilan edebilecek. Bir de seçim bölgelerinin 5-6 milletvekiline indirileceği daraltılmış bölgeye geçilmesi. TBMM Başkanı bunları sıraladıktan sonra bir noktaya daha işaret ediyor: "Seçim sisteminde bir değişiklik yapılacaksa ancak 2005'te yapılabilir. Gelecek yıl bu yapılmadığı takdirde, 2006 artık seçim dönemi olduğu için bu dönem bir daha yapılamaz..." Bundan dolayı Arınç, Seçim Yasası'nın gelecek yıl değişmesi için gayret gösterme kararlılığında.
|