kapat
   
SABAH Gazetesi
 
    Yazarlar
    Günün İçinden
    Ekonomi
    Gündem
    Siyaset
    Dünya
    Spor
    Hava Durumu
    Sarı Sayfalar
    Ana Sayfa
    Dosyalar
    Arşiv
    Etkinlikler
    Günaydın
    Televizyon
    Astroloji
    Magazin
    Sağlık
    Cuma
    Cumartesi
  » Aktüel Pazar
    Otomobil
    Sinema
    Çizerler
Bizimcity
Sizinkiler
emedya.sabah.com.tr
Google
Google Arama
 
Bakıp da, 'Neydi, ne oldu' dediğim çok ünlü isim var
Türkiye'de benden daha iyi sitcom çekebilen yok
Böyle kadına hangi erkek katlanır ki?
Bakıp da, 'Neydi, ne oldu' dediğim çok ünlü isim var

Bakıp da, 'Neydi, ne oldu' dediğim çok ünlü isim var

* Bir filmin ya da dizinin faturası iyi ya da kötü yönetmene mi aittir?
İş yönetmenindir tabii. Çünkü yönetmen çok iyi bir yapıtı çok kötü bir hale de getirebilir. Ama elinizde iyi bir öykü olmazsa hiçbir şey yapamazsınız. Yani bir senaryoda söyleyecek bir sözünüz yoksa, oyunculuk da bir işe yaramaz. Teknik imkanlar, çekim koşulları da çok önemli tabii. O kadar zor şartlarda çekiliyor ki bu diziler... İzleyenler bunu bilmiyor, "Kadın ne kadar kötü çekmiş" diyor haklı olarak. İşin içinde olmama rağmen, yeri geldiğinde ben bile diyorum. Çünkü burada dört günde, bir dizi çekiliyor... Ben kaset yayına yetişecek diye, üç gün uyumadığımı bilirim.

* Herkes bir oyuncu olma sevdası, ille de bir dizide rol kapma çabasında. Deneyimsiz isimlerle çalışmak, bir yönetmen için çok mu ızdırap verici?
Bir kere şunu söyleyeyim, oyuncu olmayan insanla çalışmak çok zor. Sizi gerçekten uğraştırıyor. Ama aralarında gerçekten yetenekli ve iyi oyuncu olabilecek kişiler de var. Eğer içinde o ışığı görürsem, onlarla severek uğraşıyorum. Ama herkesin oyuncu, daha doğrusu şöhret olmak istediği bir gerçek. Şöhret cazip geliyor insanlara ama şöhreti taşımak çok zor. Ben bunca yıl çok sayıda şöhretli insanla çalıştım, arkadaşım oldular ama değişmeyeni çok az gördüm. Şöhret adamın yürüyüşünü bile değiştiriyor. Bazen arkalarından bakıyorum, "Vay be, neydi ne oldu" demekten alamıyorum kendimi.

* Bu biraz da bizim suçumuz galiba, hemen göklere çıkarıyoruz insanları...
Kesinlikle, geldiği yeri haketmeyen çok insan var Türkiye'de. Ama düşünsenize, onca para, yatlar, katlar, jipler... Ne olduğunu şaşırıyor insan ister istemez. Tabii kişiliğinizin buna müsait olması da çok önemli.

* Bir çok şöhretli isim de içinde yaşadığı bu dünyadan, şöhretin getirdiklerinden şikayetçi ama...
Ben buna pek de anlam veremiyorum doğrusu. Eğri oturup doğru konuşalım, bugün yönetmeni de, oyuncusu da kazandıkları zaman çok güzel paralar kazanıyor. Şikayet edecek bir şey yok, her işte sıkıntılar, zorluklar var. Her iş yerinde iki yüzlü, riyakar insanlar var. Bugün asgari ücretin 350 milyon olduğu bir ülkede, çok sevdiğiniz bir işi yapıyor ve çok iyi paralar kazanıyorsunuz. Üstelik yapılan iş de sanat değil, size söyleyeyim. Üç gün içinde çekilen dizide sanat yapılamaz zaten. Bunu sanat olarak kabul edip, "Aman ben şunu çektim, şöyle iyi oynadım" demenin de bir anlamı yok.

* İyi oyuncuyu tarif eder misiniz?
Oyuncu oyun oynamamalı, doğal olmalı. Daha çok tiyatrocularda görüyorum ben bunu, resmen oyun okuyor. Şener Şen'i tek geçiyorum oyuncu olarak. Çok yumuşak, sıcak, hamur gibi yoğurabiliyorsunuz onu. Bir de Uğur Yücel ve Haluk Bilginer'i beğeniyorum son zamanlarda.

* Kadın oyunculardan beğendiğiniz kimler?
Doğrusu aklıma pek isim gelmiyor. Zuhal Olcay'ı söyleyebilirim belki. Türkiye'de gerçek oyuncu sayısı çok az. Dizilerde yapılan ise hiçbir şekilde sanat değil, sadece vakit geçirmek için yapılan işler.

* Geçmişle bugünü karşılaştırdığınızda, koşullar çok mu farklı?
Eskiden yönetmen yapardı her şeyi tek başına, şimdi bakıyorum 4-5 asistanı olan var. Hatırlıyorum eskiden sette bir soba olur, bütün o Ayhan Işıklar, Belgin Doruklar falan tüm ekip etrafına toplanıp ısınmaya çalışırlardı. O güne göre çok da iyi fimler çekilmiş bence. Bir Lütfü Akad, Atıf Yılmaz, Yılmaz Güney... Bu isimlere hakkını teslim etmek gerek. İnanın, şimdi o günkü şartlarla, o kadar iyi film çekecek yönetmen bulamazsınız.

HERKES oyuncu olmak istiyor. Şöhret cazip geliyor insanlara, oysa şöhreti taşımak çok zor. Bir çok şöhretli isimle çalıştım, arkadaşım oldular ama değişmeyeni çok az gördüm

DİĞER RÖPORTAJ HABERLERİ
 Biricik'le ne zaman mutlu görünsek nazara geliyoruz
 En çok saçlarımı taramayı özledim
 Gelenekçiyim, turşumu hala kendim kuruyorum
 Evlat edinmek İslam dinine aykırıdır, tehlikeleri vardır
 Onlar İçin Hiçbir Şey Aynı Kalmadı
 Sekiz yaşındaki kızımın çeyizini bile hazırlamıştım
 BM'nin gözü eğitimde
 Sadece Ramazan'da aranmaktan sıkıldım
 Fotoğraf çektirirken önce utandım
 O her zaman merhametsiz biri
 Erotik filmlerden zevk aldım
 Offshore'un genç şampiyonları
 Öfkeli durmayı seviyorum çünkü bu beni koruyor
 Mustafa Dağıstanlı: Yaşar Doğu bana küsmüş haberim yok
 Türkiye'nin ilk biseksüel filmi kapalı gişe oynuyor
 Kendine aşık ettiren model
 Huysuz'un fendi, Seyfi'yi yendi
 Koç bugün "Vira bismillah" diyecek
 AB'de tansiyon hep yüksek, acaba neden
    Aktüel Pazar Yazarlar
    Güncel
    Hobi
  » Röportaj
    Gurme
    İyi Yaşa
Sevilmeyen 'First Lady' yeniden gündemde
Sevilmeyen 'First Lady' yeniden gündemde
Kapatmadığı sarı saçları ve lükse düşkünlüğüyle Filistin Lideri Yaser...
Organ mafyası yasanın boşluklarını iyi kullanıyor
Organ mafyası yasanın boşluklarını iyi kullanıyor
Organ ticareti yasak ancak bağış adı altında sürdürülüyor. Türkiye...
Picasso'nun en sevdiği tatlı, armut tatlısıydı
Fransızlar'ın yiyeceğe yaklaşımı özeldir. Sofraya verdikleri özen...
Hava yolcu ve kargo trafiği arttı
Dünya genelindeki büyük yolcu ve yük artışına sadece Avrupa ve Amerika...
Süpersonik yolculuklar yakın
Süpersonik hızda uçan bir uçakta huzurlu bir yolculuk için en büyük engel olan...
 
    Günün İçinden | Yazarlar | Ekonomi | Gündem | Siyaset | Dünya | Televizyon | Hava Durumu
Spor | Günaydın | Kapak Güzeli | Astroloji | Magazin | Sağlık | Bizim City | Çizerler
Cumartesi | Aktüel Pazar | Sarı Sayfalar | Otomobil | Dosyalar
   
    Copyright © 2003, 2004 - Tüm hakları saklıdır.
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.