Sandığı çalmayın!
Bir iyi bir kötü haber. ABD'nin Irak koordinatörü Robert Blackwill, bu hafta istifa etti. Blackwill, bir yıldır Washington'un Irak'taki başarısız politikalarının mimarıydı. Paul Bremer gibi Orta Doğu'nun "O"sunu bilmeden bu göreve geldi. İtici bir üslupla, Irak'ta "demokrasi" hedefinden vazgeçerek Iraklı demokratları harcadı; yerine mevcut Başbakan İyad Allavi ve ekibini getirdi; palazlandırdı. Bir yandan eski Baasçıları yönetime soktu, diğer yandan şizofren bir politikayla Sünnileri kaybetti. Blackwill ve ekibi, Beyaz Saray'ın en büyük kötülüğüydü Irak halkına. Neyse ki, geçen ay Kuveyt havaalanında bir büyükelçilik görevlisini tartakladığı için istifa etmek zorunda kaldı. Belki artık Washington'un Irak'taki yanlış politikalarının da değişmesi mümkün. İkinci haberse kötü. Geçen hafta ABD'de konuştuğum tüm yetkililer, Ocak ayında yapılması beklenen Irak seçiminin erteleneceği sinyalini veriyordu. Seçimin ertelenmesi, ABD'nin Irak'ta yaptığı hataların en vahimi olacaktır. Irak'ın geleceği açısından, Felluce'den ya da terör dalgasından çok daha önemli sandık. Tek umut. Özgür ve adil seçimler, insanlara onurlu bir yaşam sunacak özgürlükçü düzeninin birinci şartı. Demokrasinin tek değil ama ilk şartı. Iraklılar, savaş biteli beri seçim istiyor. Onlara söz verilmişti: Ocak'ta seçim olacak, işgal bitecek, kendi seçtiğiniz insanlar tarafından yönetileceksiniz. Ancak seçim sonrası istikrarlı, temsili ve meşru bir yönetim başa gelebilir. Iraklılar, sandığı o kadar istiyor ki, Şiiler ve Kürtler (yani Irak nüfusunun yüzde 80'ine yakını), seçimlerin hayaliyle Felluce'deki ABD operasyonuna sessiz kaldı, dış dünyadaki tepki dalgasına karşın, Irak içinde halk Amerikalılar'ın Sünni direnişini bastırmasına imkân verdi. Mukteda el-Sadr ve Ayetullah Sistani gibi Şii liderler, seçimi o kadar hevesle bekliyorlar ki, Felluce konusunda ağızlarını açmadılar. Irak'ın en önemli ruhani lideri Sistani'ye yakın bir isim, geçen hafta New York'taki sohbetimizde "Felluce'nin temizlenmesi bizim de işimize geliyor. Tüm intihar saldırıları oradan geliyor. Zarkawi gibileri olduğu sürece sandığa gitmemiz imkânsızdı" diyordu. Sistani, geçenlerde yayınladığı bir fetvada kadın erkek tüm Iraklılar'ı oy vermeye çağırdı. Peki bu mümkün olmazsa, Iyad Allavi ve Robert Blackwill gibilerinin işine geliyor diye seçim ertelenirse, Irak'ta kaos nasıl engellenebilir? Zaten Irak'ta kaos var, demeyin. Şu anda ABD yalnızca Sünni direnişiyle karşı karşıya. Eğer seçim ertelenirse, Şiiler de silaha sarılacaktır. Irak'ı iç savaşın ve mutlak kaosun eşiğinden döndürecek tek şey sandık. Bu noktada Ankara da Irak'ta seçimin bir an önce yapılmasını destekliyor. Ama Türkiye, resmi olarak olmasa da "refleks olarak", Irak'ta "çoğunluk iktidarı," yani Şiiler'in ağırlıkta olduğu bir düzene çok sıcak bakmıyor. İran'ın gücünü artırır ya da fazla İslami olur kaygısıyla. Washington'un da tavrı bu. Ne pahasına olursa olsun kendi adamları Allavi'nin parti listesinin kazanmasını istiyorlar. Yine yanlış. Halkların egemenliğinden bu kadar korkmamak lâzım. Özgür iradeleriyle sandığa giden insanlar, eninde sonunda doğru adamları (ya da kadınları) seçer. Özgür bırakılan toplumlar fanatiklere değil ılımlılara yönelir. Hata yaparlarsa tekrar sandığa gider, değiştirirler. İnsana da demokrasinin gücüne de inanmak lâzım.
|