Ödül!
Ben, Nazım Hikmet'in " şiir "ini yazdığı " kahraman bir asır "da doğdum ve büyüdüm. Asrım, kahraman bir anne gibi emzirdi çocuklarını cesaretiyle... Büyüttü, besledi... Lakin... Nasibini almadan gelip geçenler de oldu işte, cesaret ananın bereketinden. Sayıları da bir hayli çoktu. Asrın kahramanları olabilmesi için korkakları da olmalıydı... Korkaklıkların tartıldığı " aciz "ler kefesi de olmalıydı ki.. Onlar, madalyalarını göğüslerinde taşıyarak çıkabilsinler terazinin cesaret kefesine... Öteki kefede yılgın ihanetlerin başları önlerinde...
*** Çoğu, yenilmiş görünürken kazandılar bir de... Cılız ve geçici zaferlerin sahte muzafferleri yitip gitmişken insanlığın unutkanlık labirentinde... Kaybetmiş sayılan kahramanların resimleri asılı yeni yetme gençlerin göğüslerinde. Che'yi vuran Bolivyalı kumandan nerede? Kahramanlık ille de ve hemen kazanmak değildir muharebeyi... Bazen sadece kahramanlıktır ki... Eninde sonunda kazanırlar... Biline!..
*** Ne mutlu kahramanlar asrında yaşayanlara! Ve... Şükürler olsun kahramanlar asrında yaşadığıma... Yerkürenin uzaydan çekilmiş mavi resminin içinde onlarla birlikteydik aynı zamanda. En büyük ödüldü kıymetini bilene. En büyük ödül direnmeyi öğrenmekti kişisel hayatlarımızın her kasırgasında. Ne pahasına olursa direnmek! Direnebilmek en yaman kuşatmalarda! Sene 1982'ydi ve biz her gün Arafat'ın yüzünden ve yüreğinden eksilmeyen gülümsemesini gördük Batı Beyrut'un kan ve ateş kokan sokaklarında... Çoktan ölmesini bekliyorlardı ve o çoktan karar vermişti ayakta kalarak yok etmeyi düşmanlarını. Vay ki vay!... Biz ne yaptık bu yaman ödülü hak etmek için; kahramanlar asrında yaşamaktan başka?
*** Dahası da oldu. Şaron, o günlerde Lübnan'daki Sabra ve Şatilla kamplarına girdi. Bizse tarihin hafızası olmaya soyunduk haberlerde... Hergün biteviye yazdık ta yazdık, tek kanallı ekrana. Birgün.. Sürgündeki adamdan kocaman bir plaket çıktı geldi; en üst tarafında da FKÖ'nün amblemi olan bir madalya... 1986 sonbaharıydı. Pirinç metal üzerine şu yazılar kazınmıştı: "Bay Ali Kırca... Filistin halkının özgürlük, adalet ve bağımsızlık mücadelesine verdiğiniz destekten dola yı bu 'şeref madalyası' size verilmiştir." Altında,yine pirinç plakete kazınmış bir imza: Yaser Arafat!
*** Dahası da oldu: Yine bir sürgün şafağında; bir Bağdat sabahında, acıların yüzünden gülümsemeyi hiç silemediği hâki üniformalı kahramanla, "askerlik hatırası" kıvamında bir poz için durduk kameranın karşısında. Deklanşöre basıldı. İş bu resim zihnimin ve kalbimin hatıra defterine kaydoldu. Sizin hiç "ödül"ünüz öldü mü?
|