Fenerbahçe'ye 53, Gaziantep'e ise 14 milyon dolar verecek, sonra "rekabet et" diyeceksiniz!
Bu yıl, yayıncı kuruluş Türkiye Süper Ligi'nde mücadele eden 18 takıma yaklaşık 94.5 milyon dolar kaynak aktaracak. Kaynak her yıl enflasyon oranına endeksli artış ile 3 sezon daha devam edecek. 2008-2009 sezonu tamamlandığında Digiturk kanalıyla Süper Lig takımlarına yaklaşık 400 milyon dolar aktarılmış olacak. Kaynağın 200 milyon doları Fenerbahçe, Galatasaray, Beşiktaş ve Trabzon arasında paylaşılacak. Geri kalan kısmı ise Süper Lig'de mücadele eden Anadolu takımlarına verilecek. Paranın, ligi hegemonyaları altına almış 4 takıma dağılımı muhtemelen şöyle olacak: Fenerbahçe 53 milyon dolar, Beşiktaş 53 milyon dolar, Galatasaray 53 milyon dolar Trabzon 41 milyon dolar. Figüran muamelesi gören diğer Anadolu takımlarına gelince. Örneğin Gaziantep, Gençlerbirliği, Denizli, 4 sezon boyunca sadece 14'er milyon dolar ile yetinecekler. "Bizim seyircimiz çok, biz daha fazla şampiyon olduk" gerekçeleriyle bu adaletsiz dağılıma ses çıkarmayanlar, Türk futbolundaki kalite düşüklüğünden şikayet edemez. 4 takıma ayrıcalık tanıyan sistem, Türk futbolunu öldüren bir hastalığa dönüşüyor. Ayrıcalık, başarılı olan her takıma tanınmalı. Diyelim ki, önümüzdeki 4 yıl Anadolu takımları (imkansız ya) şampiyon oldu. Bu takımlar şampiyon oldukları için tek kuruş ekstra para kazanamazlar. (Şampiyonlar Ligi ve UEFA gelirleri hariç) Ama Beşiktaş veya Fenerbahçe ligde 10'uncu olsa bile aslan payını almaya devam edecek. Bunun neresi rekabet. Seyircileri çokmuş! Böyle bir mantık olabilir mi? Bakın İngiltere'ye. Toplanan paranın yüzde 50'si takımlar arasında eşit paylaştırılıyor. Geri kalan yüzde 50'lik kısmın yarısı, başarı primi olarak, diğer yarısı ise, televizyonda en çok maçı yayınlananlar arasında bölüştürülüyor. Fransa'da ise durum çok daha acımasız. Seyircisi ve reytingi yüksek diye takımlara bizde olduğu gibi ayrıcalık tanınmıyor. Yayın haklarından elde edilen gelirin yüzde 73'ü, her takıma eşit olarak bölüştürülüyor. Geri kalan yüzde 27'si de başarı primi olarak dağıtılıyor. İtalya'da ise takımlar serbest bırakılmış durumda. Bunun kaosa yol açtığı biliniyor. Futbolun beşiği İngiltere'de yaşatılan sistemi Türkiye'de uygulamaktan kim korkuyor? Söyleyelim: Türk futbol endüstrisini ve kalitesini kendi aralarındaki rekabete indirgemiş 4 büyük takımın yöneticileri ve onların Ankara ile medyadaki sempatizanları. Yanlış anlaşılmasın. Ben hasta sayılabilecek derecede Beşiktaş taraftarıyım. Ama öncelikle bir futbolseverim. Türk takımları ile Avrupa takımları arasındaki kalite farkının, Türk futbolu için yaratılan büyük kaynağa rağmen sırıtmasını içime sindiremiyorum. Kalite farkını gidermenin yolu, önce Türkiye'de futbol kalitesini arttırmaktan geçiyor. Yapılacak şey ise çok basit: Başarılı olanı ödüllendireceksiniz.
*** YARIN 4 büyük takım, geçen yıl yayın gelirleri Fransız sistemiyle dağıtılmış olsaydı , 17 milyon dolar, İngiliz sistemi uygulansaydı 14 milyon dolar daha az para alacaktı. Bu kaynak başarılı Anadolu takımlarına gidecekti...
|