17 Aralık finalinde iki çıpa ve yüksek faizle yüksek kazanç için son fırsatlar
Çıpalardan biri IMF, diğeri de AB. Her iki çıpanın hemen hemen aynı tarihlerde gerçekleşmesiyle bir dönüm noktasına gelinmesi yüksek olasılık. Bu tarih çakışmasından sonra IMF ile anlaşmanın renginin önemli ölçüde AB'nin Türkiye'ye vereceği yanıta bağlı olacağı düşünülür. Konumuz bu değil. Ama AB'den gelecek cevabın veya başka faktörlerin etkisiyle IMF anlaşmasının sarkması, AB beklentisi ile birleşince Türkiye finansal piyasalarının önüne çok güçlü iki çıpa koymuş durumda. Piyasalar bir süreden beri bu çıpaların etkisine girdi. Tarih de giderek yaklaşırken olumlu etki daha ön plana çıkmaya başladı.
Piyasalarda durum Bu nedenle genelde olumlu bir seyir izliyor piyasalar. Ekim enflasyonu her ne kadar ters köşeye yatırmış olsa da. Bu nedenle ekim ayı yatırım araçlarının getirileri borsa dışında negatif çıktı. * Bitişikteki tablodan görülebildiği gibi, Hazine faizleri düşüş eğiliminde. Ekim ayına denk gelen düşüş 2.4 puan. Bankaların mevduat faizlerinde ise küçük oranlı artışlar var. 10 aylık bazda en çok kazandıran yine Hazine bonosu. Mevduat faizlerinin reel kazancı sürüyor. * Geçen yılın tersine bu yıl dövizde kayıplar durdu. Son günlerde döviz arzı artıyor, kurlar düşüyor. Özellikle dün dolar kurunun 1.460 bin liraya kadar inmesinde, cari açığı artıran ithal otomobil satışlarını durdurmak için özel tüketim vergisinin artırılması etkili oldu. Yılbaşından sonra beklenen bu artışın erkene alınmasına piyasalar iyi prim verdi. Gerileyen kur karşısında Merkez Bankası dün yeniden döviz alım ihaleleri düzenleyebileceğini duyurdu. * Yatırım fonlarının getirileri hem reel faizlerinin yüksekliğinden hem de borsanın artışından dolayı enflasyondan fazla olmaya devam ediyor. Ancak hisse senetlerinin yüzde 23 arttığı bir dönemde A tipi yatırım fonlarının ortalama getirisi yüzde 11.4'te, Hazine bonosunun yüzde 22.9 getiri sağladığı 10 aylık dönemde B tipi yatırım fonları yüzde 15.5 kazanç düzeyinde kaldı. Yani ana yatırım aracı ile arasındaki makas devam ediyor. Zaman ayırabilen ve takip edebilen tasarruf sahipleri için ana yatırım aracına yatırım daha cazip. * Borsanın artışı da makul düzeyde. Ekim ayındaki artışı yüzde 4.6, 10 aylık artışı yüzde 22.8 düzeyinde. Sanayi kesimi hisselerinde ise yüzde 27.8 ile daha yüksek oranlı bir artış söz konusu.
İstikrar dönemi Yatırım araçlarının 10 aylık getirilerine bakınca son yıllarda hiç bu kadar dengeli bir dağılım olmamıştı. Bir kere enflasyon karşısında kaybettiren araç yok. Reel kazançlar da en çok yüzde 15 ile sınırlı. Dar bantta bir hareket söz konusu. Bu da istikrarın, piyasalarda dalgalanmaların az olduğuna, bileşik kaplar örneğinin iyi çalıştığına işaret.
Doların geleceği Dün itibariyle ABD'de yapılan seçimlerin sonucu aşağı yukarı belli oldu. George Bush'un yeniden başkanlığı alması genelde dünya ekonomisinin aleyhine olsa da, Türkiye'nin lehine gibi görünüyor. Petrol fiyatları yüksek kalmaya devam edebilir. Bush iktidara geldiğinde 0.85 olan dolar euro paritesi 1.27'ye çıktı. Yani euro doların yüzde 85'i düzeyinden dört yılda yüzde 127'sine yükseldi. Bush'un politikalarında pek değişiklik olmayacağına göre doların değerinin ikinci dört yılda da düşmesi beklenebilir. ABD'nin planlanan faiz artışında ise bir değişiklik olmayabilir.
Ekim enflasyonu Dün açıklanan ekim ayı enflasyon rakamları yüksek ve şaşırtıcı. 2004'te toptan fiyat hedefini ıskalayacağımız şimdiden belli oldu. 2005'te de yüzde 8'lik enflasyon hedefini tutturmada zorlanacağımız anlaşılıyor. Ekim enflasyonu ileriye yönelik önemli mesajlar içeriyor. Bunun piyasalara etkisi şüphesiz görülecek. Ama bu etki, iki önemli çıpanın gücünü şimdilik kıracak düzeyde olmayabilir.
17 Aralık sonrası Her şey 17 Aralık'a kilitlenmiş durumda. Kalan 1.5 aylık zaman yüksek reel faizler yanında iki önemli çıpanın etkisiyle yüksek getirileri sağlamada son fırsatlar olabilir. Sonrasında Türkiye'yi, siyaseti, ekonomiyi, piyasaları daha volatil bir dönem bekliyor.
Sonuç "Bahçenin gülünde beka ve gül mevsiminde vefa yoktur" Şeyh Sadi
|