Dünyaya bedel adam

Fahrenheit 9/11 filmiyle aylar boyunca Bush'a hayatı zehir eden ve seçim günü sandık başlarında 1200 kameralı dedektif görevlendiren yönetmen Michael Moore'un tüm çabaları boşa gitti.
Bush'u yerden yere vurmak ya da "ti"ye almak için kitap yazma yarışına girenlerin de...
"Kerry'ye evet" tişörtleriyle kritik eyaletleri dolaşıp konser veren Bruce Springsteen'den Dixie Chicks'e kadar birbirinden ünlü 15 rock yıldızının da...
Salman Rüşdi'den Paul Auster'e kadar yazarların da... Warren Buffett'ten Steve Jobs'a, Robert Hortmats'tan Kirk Kerkoryan'a kadar yüzlerce "iri" patronun da. "Bush'a seçimi kaybettirmek için servetimi harcamaya hazırım" diyen George Soros'un da.
Bir kişi, sadece bir kişi hepsine yetti: Beyaz Saray siyasi danışmanı Karl Rove.
Kimilerinin "Modern zamanların Makyavel'i", kimilerinin de "Bush'un beyni" dedikleri Rove, bir kez daha "işi"nin tam hakkını verdi. İşi? Patronuna seçim kazandırmak. Ve ona göre, sonuca ulaşmak için her yol mübah. Florida'ya bakın, anlarsınız. 2000 seçimlerinde Bush bu eyalette sadece 537 oy farkla ipi göğüslemişti, bu kez 350 bin oy fark attı.

Yenilgi tanımıyor
Tüm dünyanın demokratları, daha doğrusu ezici çoğunluktaki Bush karşıtları son umutlarını Ohio'ya bağladılar. Ancak ABD'nin demokratları bunun "Olmayacak duaya amin" demek olduğunu biliyorlardı. Çünkü Rove'u çok iyi tanıyorlardı.
Geçmişteki "başarı"larından birkaç örnek verelim, siz de tanıyın.
1970'de Illinois eyaletindeki bir seçim kampanyasında Demokrat Parti adayının antetli kağıtlarından birini çaldı. Sonra adayın "Biranın su gibi akacağı" ve "Kızların da katılacağı" bir parti vereceğini yazdı, fotokopiyle çoğaltıp kentin en yoksul, en güvensiz semtlerinde dağıttı. İki gün sonra Demokrat adayın bürosuna yüzlerce serseri akın etti.
1994'te George Bush'un Teksas valiliğine aday olduğu seçimde rakibi Ann Richards'la ilgili bir söylenti yayıldı. Telefon mesajlarıyla binlerce kişiye ulaştırılan bu söylentide, o dönemde valilik koltuğunda oturmakta olan Richards'ın lezbiyen olduğu öne sürülüyordu. Aslı astarı yoktu ama Rove'un bu "organizasyon"u çok etkili oldu, Bush fark attı.
2000 seçimleri için Cumhuriyetçi Parti'den John McCain de adaylığını koydu. Bush'u rahat geçmesi bekleniyordu. İlk önseçimin yapıldığı New Hampshire'daki zaferiyle de bunu kanıtladı. Ancak birden cinsel hayatının kuşkulu, akıl sağlığının da yerinde olmadığı iddiaları dolaşmaya başladı. Yine bir Rove senaryosu. Fazla direnemedi McCain, pes etti.
54 yaşındaki Karl Rove işte böyle biri. Ve, bugüne kadar patronu Bush'a hiçbir seçimi kaybettirmedi.

Bush'un pislik çiçeği
Bu seçimde "şimdilik" tek hamlesi, bir grup "Savaş gazisi"nin televizyonlara verdikleri reklam oldu. Vietnam gazisi John Kerry'yi askerlik dönemiyle ilgili açıklamalarında "yalan" söylemekle suçluyorlardı. Demokratlar bu yayının arkasında kimin olduğunu hemen anladılar.
Çevresindekilere lakap takmaya bayılan Başkan Bush, Rove için iki tane üretti: "Boy Genius", yani "Dahi çocuk" ve "Turd Blossom", yani "Pislik çiçeği!"
O "dahi çocuk"un yetenekleri nedeniyle Kerry ve kurmayları Ohio'ya hiç bel bağlamadılar ve hemen havlu attılar.
Ah, bir nokta daha. Washington'daki gözlemcilerin "Eşbaşkan" dedikleri Rove'un bir iddiası var. ABD'de "Muhafazakâr devrim"in kökleştiğini, Beyaz Saray'da çok uzun süre sadece Cumhuriyetçi başkanların oturacağını söylüyor.
Şaşıracaksınız ama "İsa kalbimi değiştirdi" diyen dindar Başkan Bush'un bu müthiş beyni ateist; iyi mi!