Demokratlar'ın zaferi ya da umudun silkinişi!
Başkanlık seçimini George W.Bush kazanmış olabilir. Ancak bu seçimlerin asıl galibinin Demokratlar olduğunu söylemek gerekiyor. Kerry değil, Demokratlar... Ya da Demokrat adaya oy verme "bilinç ve cesaret"ini gösteren Amerikalılar. Yüzde elliye varan büyük oy oranıyla, bu seçim aslında "onlar"ın zaferidir.
*** Cumhuriyetçiler'e verilen oyların -yüzde iki gibi küçük bir oranla da olsa- Demokratlar'dan daha fazla olduğu bir seçimden sonra böyle bir değerlendirme yapmak "zorlama" gibi gelebilir. Oysa değildir. Öyle olmadığını anlamak için "11 Eylül sonrası" Amerika'yı, Amerikalılar'ı ve yaşananları iyi kavramak gerekir. Amerika Birleşik Devletleri; 11 Eylül günü, tarihinde ilk defa kendi sınırları içinde büyük bir saldırıya hedef oldu, evet. Üstelik bu saldırı, aklın sınırlarını zorlayan ve sarsan bir saldırıydı. Amerikan toplumu "o" gün mazisinde hiçbir zaman olmadığı kadar derin bir ruhsal depremle sarsıldı. Etkileri öyle beş-on yılda geçecek bir deprem değildi bu. Sonucu, büyük bir "toplumsal travma" olarak ortaya çıktı. Dev bir travma... O travmanın etkileri bugün hala aynı ağırlığıyla sürüyor toplumun bütün hücrelerinde. Bu seçimlerde sandığa gidenlerin ayakları hala o travmanın etkileriyle titriyordu, hiç şüpheniz olmasın... Koskoca bir ülkenin ayakları titriyordu üç yıldır. Koskoca bir ülke üç yıldır korkuların esaretine mahkum edilmişti. 11 Eylül sonrasında topluma söylenen "yalan"ların beslediği bir korku.
*** Yalanlar? Anketler, Amerikalılar'ın önemli bir bölümünün; Irak'ın kitle imha silahlarına sahip olduğuna inandığını gösteriyordu. Anketler, Amerikalılar'ın önemli bir bölümünün; 11 Eylül'ün arkasında Irak'ın olduğuna inandığını gösteriyordu. Anketler, Amerikalılar'ın önemli bir bölümünün; ABD'de bir daha terör yaşanmaması için, Irak'ın işgalinin "tek çare" olduğuna inandığını gösteriyordu. "Orada"ki savaş, "burada"ki huzurun teminatıydı çoğu Amerikalı'ya göre... Savaşın acılarının sırtından, ekonomik getiri beklentileri de cabasıydı... Bir yandan ülke içinde sık sık "kırmızı"ya yükseltilen alarmlar; bir yandan Usame'nin kasetleri... Korkular yalanları, yalanlar korkuları besleyerek büyüyordu.
*** Dünkü seçim sonuçları bunun için önemlidir işte. Bu seçimde Demokratlar'a verilen oylar; bir önceki seçimde Demokratlar'a verilen oylardan, çok ama çok farklıdır. Dün; ülkenin yarısı, yalanlara inanmadığını ortaya koymuştur, kararlılıkla. Dün; ülkenin yarısı, korkulara teslim olmadığını göstermiştir, cesaretle. Dün, ülkenin yarısı, savaşın acıları üstünden "menfaat ve kişisel refah" sağlanmasına karşı olduğunu göstermiştir, ferasetle. Seçim sonuçları; belki de o değerleri tümüyle temsil etmeyen, ama bu oyların kendi hanesinde buluşmasına vesile olan Kerry için başarılı sayılmayabilir. Lakin, her şeye rağmen, evet her şeye rağmen korkulara, yalanlara ve savaşa karşı tavır koyan Amerikalılar için zafer; dünya için "ümit"tir. Bir başka gösterge daha ister misiniz "ümit"e dair? Demokrat adaya oy veren kadınların sayısı yüzde on daha fazladır, Cumhuriyetçiler'e oy veren kadınlardan. Ve... Demokrat adaya oy veren gençlerin sayısı yüzde on beş daha fazladır, Demokratlar'a oy veren gençlerden... Ve... 11 Eylül'de yıkılan New York, korkulara teslim olmadığını göstermiştir, çektiği bütün acılara rağmen, dimdik ayakta durarak... Velhasıl... Yarısı korkuysa elmanın, yarısı umuttur!
|