|
|
Bakan yolsuzlukla mücadele eder mi?
Ak Parti Hükümeti'nin bütün cephelerinde yolsuzluğun üzerine gidildiğini söylemek zor. Bazı noktalarda istihdam düzenini bozmamak, olaya tam hakim olmak gibi haklı beklentiler olabilir. Ancak, bir çok bakanlığın gündeminde yolsuzluğun üzerine gitmek gibi bir yaklaşım olmadığını biliyorum. Bu durumu sorduğum üst düzey bir yetkili, 'Geçmişle uğraşmanın ne faydası olabilir?' cevabını verdi. Geçmiş dediği, kurumu talan edenler. Bu yaklaşımdan Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ne derece haberdar bilmiyorum. Ama bir yanda Uzanlar'ın keçisiyle uğraşanlar varken, diğer taraftan hiçbir şeye karışmak istemeyenlerin durumu hangi mantıkla açıklanabilir? Adalet Bakanı Cemil Çiçek, "Yolsuzlukla mücadelede çabamıza bir tek mektupla, telgrafla destek olunmadı. Doğru yapıyorsun diyen olmadı. Arkamda çok fazla kişi yok" diye sitem etmiş. Galiba en kötüsü de bu, ama hangi cenahı kast ettiğini de tam anlamak zor. Çiçek, Başbakandan, bakanlardan, Ak Parti Hükümeti'nden mi destek görmüyor? Bunların dışında kalan etkili ve yetkili çevrelerden mi? Bürokrasiden mi? Tam olarak çözmek zor. Ama şunu rahatlıkla söyleyebilirim ki, bakanların çoğu Adalet Bakanı'na fazla ileri gitme diye telkinde bulunuyordur. Adalet Bakanı'nın yaşadığı duyguyla benzer şeyleri bizler de gazeteci olarak yaşıyoruz. Ama bize destek olanlar da var, telkinde bulunanlar da. Ancak, kendimden örnek vermem gerekirse, bakanlardan destek ve telkin değil, direkt tehdit derecesinde iltifatlarına mahzar oluyorum. En son geçmiş hükümet dönemde yaşananlarla ilgili olarak bir yazı yazdım. Şimdiki bakanın niçin üzerine gitmediğini, tahlil ederek sordum.. Beyefendi bizi mahkeme verdi. Peki kendine bağlı olan kurumdaki yolsuzluklar, murakıp raporları, şirketin mallarının onda bir fiyatına satışına devlet adına kim sahip çıkacak? Hesabı kim soracak? Hiç kimse, bunun anlamı şu; Devletin o kuruluşunun malları da aynı şekilde, yeni dönemde de ucuza elden çıkarılmaya devam edilecek.
|