AB'ye de 29 Ekim mesajı
Cumhurbaşkanı Sezer ve G.Kurmay Başkanı Özkök'ün mesajları AB'nin azınlık tanımını eleştirir yönde oldu.
Sezer ve Özkök'ün 81. yıl kutlama mesajları Türkiye'nin "benzerleri AB içinde de var olan" üniter bir devlet olduğunu hatırlattı. Sezer'e göre alt kimlikler özel yaşamla sınırlı olmalı.
Zirveden 'kimlik' mesajı
Cumhurbaşkanı Sezer ve Genelkurmay Başkanı Özkök Cumhuriyet Bayramı mesajlarında 'azınlık'lardan söz eden Avrupa Birliği'ne "Türklüğün etnik değil, hukuksal bir üst kimlik olduğu" mesajı verdiler.
Devletin zirvesi, AB İlerleme Raporu'ndaki "azınlık" vurgusuna, 29 Ekim mesajlarıyla yanıt verdi. Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer, "tekil devlet" modelini vurgularken, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hilmi Özkök "teklik" ifadesini kullandı. Cumhurbaşkanı Sezer, mesajında, "Yurdun ve ulusun bölünmez bütünlüğünü korumaya and içmiş bir Cumhurbaşkanı" olduğunu vurgulayarak, Türkiye Cumhuriyeti kurulurken "tekil devlet" modelinin benimsendiğini belirtti. Sezer, şu ifadeleri kullandı:
"ÖZEL YAŞAM ALANI" KOŞULU "'Tekil devlet'te, ülke de, ulus da, egemenlik de tektir ve bölünemez. Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucu ve asli öğesi tektir ve Türk Ulusu'dur. Türk Ulusu, siyasal bir kavramdır ve 'Atatürk Milliyetçiliği' esasına dayanır. 'Atatürk Milliyetçiliği', Türkiye Cumhuriyeti'ne vatandaşlık bağıyla bağlı olan herkesi 'Türk Ulusu'ndan sayan; etnik köken, dil, din ve mezhep gibi nedenlerle yapılacak her türlü ayrımcılığı reddeden, birleştirici ve bütünleştirici bir anlayışı içerir. Türk Ulusu'ndan sayılmanın tek koşulu vatandaşlık bağıdır. Anayasa'nın 66. maddesinde, 'Türk Devleti'ne vatandaşlık bağı ile bağlı olan herkes Türk'tür' söylemiyle açıkça vurgulanmıştır, Türk olmak etnik kökenle değil hukuksal bir bağla 'Vatandaşlık'la ilişkilendirilmiştir... Atatürk'ün 'Ne mutlu Türküm diyene' özlü sözü en iyi biçimde anlatmaktadır. Türk ulusu, 'Türk olana' değil, 'Türküm diyene' denilmiştir. Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluş felsefesinde bulunan ve anayasalarda da yer verilen Türk Ulusu kavramının bir üst kimlik olarak kullanıldığıdır.... ... Ulusal Kurtuluş Savaşı, toplumun bünyesinde barındırdığı tüm etnik ve dinsel öğelerin katılımıyla yapılmış, Türkiye Cumhuriyeti'nin kurulmasıyla bu öğeler, 'Türk Ulusu' çatı kimliğinde, onurlu biçimde temsil edilmişlerdir. Ülke ve ulus yönünden bölünmez bütünlüğü vazgeçilmez gören tekil devlet, yaşam alanında kalmak koşuluyla alt kimlikleri benimser; çünkü, alt kimlikler toplumun zenginliğidir." Sezer mesajında, MGK'nın önceki günkü toplantısından sonra açıklanan bildirideki gibi, AB'nin ayrımcılık yapmamasını, müzakerelerin 2005'te başlamasını da istedi, müzakerelerin zorlu geçeceğinin bilincinde olduklarına işaret ederken, "Yaptıklarımız yapacaklarımızın teminatıdır" mesajını verdi.
HALAY VE NASRETTİN HOCA Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hilmi Özkök de, mesajında "Türkiye Cumhuriyeti'nin ülke, millet ve egemenlik unsurları bakımından teklik özelliği olan üniter bir devlet olduğunu" vurguladı. Türkiye'deki birliği ve beraberliği 'üç simge'nin altını çizerek anlatan Genelkurmay Başkanı Özkök şöyle dedi: "Atatürk; 'Ne mutlu Türküm diyene" söylemiyle Türkiye Cumhuriyeti'ni dini ve etnik farklılıkları bütünleştiren bir üst kimlik temeli üzerine oturtmuştur. Halayı çeken, demiri döven, Nasrettin Hoca'yı seven ulusun kesimleri değil, ulusun bütünü olmuştur. Yine Anadolu, etnik kaynaşmanın etnik ayrışmayı yendiği bir yer haline gelmiştir."
SPORCUNUN 'AHLAKLISI'!.. Sezer, spor camiasına da 'ahlaki değerler' kriterini uyguladı. Türkiye'ye şampiyonluk taşıyan, doping ve taciz iddialarıyla gündeme gelen atlet Süreyya Ayhan Kop ile olimpiyat şampiyonu haltercimiz Nurcan Taylan'a davetiye gitmedi. Taylan'la adı taciz skandalına karışan antrenör Mehmet Üstündağ da veto edilirken, Köşk'e çağırılan tek bayan sporcu Elvan Abeylegesse oldu.
|