|
|
Eurobond bilmeyenler Arditti'ye kitap yazdırttı
Bilseniz ki çevrenizde tasarrufunu dövizde tutan ama sadece 'tutan' yüzlerce insan var ve hemen hemen hepsi vadeli mevduat hesabının dışında bir yatırım şekli bilmiyor. Ne yaparsınız? '50 bin ya da milyon doların var ama yüzde 3-4 faizle bankada öylece tutuyorsun! Eurobond'tan haberin var mı? Nasdaq'a da baksana' der misiniz mesela. İşadamı Ralf Arditti demiş. Aslında demekle de kalmamış. Bunu kendine önce mesele yapmış, sonra daha da ileri giderek bir kitap yazmış. İsmi "Açıl Ufkum Açıl- Dünyaya Açılan Türk Yatırımcısı ve Özel Bankacılık Merkezi Olarak İstanbul" Kitapta yer alan ilginç saptamalardan önce projektörü Ralf Arditti'ye tutuyorum. İş yaşamında Rauf ismiyle tanınan Arditti, ilk işini İshak Alaton ve rahmetli Üzeyir Garih'le birlikte 1979'da kurmuş. Bir fikirle Alarko'ya gitmiş, iki ortak beğenince; üçlü, Fima isminde bir şirket kurmuş. Birkaç yıl birlikte çalışmışlar, sonra Arditti, şirketin hisselerini devralmış. Özetle yurtdışındaki yatırımcılarla Türkiye'deki yatırımcıları bir araya getirmiş. Mercimek ithalatı da, paslanmaz çelik ithalatı da yapmış. 1985 yılından itibaren perakende sektörüne giren Arditti'nin Japonlar'la kurduğu DigiFiter isimli şirketin ürettiği ve ithal ettiği Digi marka elektronik teraziler bugün perakende sektöründe ciddi bir yere sahip. Başta Carrefour, Migros ve Tanşas olmak üzere süpermarketlerde gördüğünüz elektronik terazilerin pek çoğu Digi marka. Arditti, Fransız süpermarket devi Continent'in vaktiyle Doğuş Grubu'yla ortak yatırıma yönelmesinde de rol oynamış... Gelelim bugüne ve kitaba... 'Çevremde 'paramı ne yapayım' diyen o kadar çok insan var ki' diyen Arditti, bankalardaki 50 milyar dolara yakın döviz mevduatının sahiplerine şöyle sesleniyor: "Tavsiyem insanların TL'ye dönmeleri. Ama döviz sahibi dönmüyorum diyorsa, ben de diyorum ki, riskleri dağıt. Git, öğren. Bu paraları sadece kazanç vesilesi yapma, öğrenim vesilesi yap. İstanbul'un bir özel bankacılık merkezi haline gelmesi en büyük hayalim."
|