| |
Laiklerin zaferi
AB'de yeni Komisyon'un Portekizli başkanı Jose Manuel Durao Barroso'nun pes etmesiyle sonuçlanan kriz sıradan bir olay değil: Kilise ile laikler arasında hesaplaşmaydı bu. Laikler kazandı. Kriz, biliyorsunuz, AB Komisyonu'nun İtalyan üyesi Rocco Buttiglione yüzünden çıktı. Adalet, Özgürlük ve Güvenlikten sorumlu üye olarak atanan Buttiglione, Avrupa Parlamentosu'nun ilgili komisyonunda görev alanına giren sorulara verdiği yanıtlarla siyasi depreme neden oldu: Eşcinselliğin "günah" olduğunu söyledi, kadının toplumdaki rolünü, "Aile kadının çocuk yapması ve bir erkek tarafından korunması için vardır" diye açıkladı... Böylece hem eşcinsel, hem kadın düşmanı ilan edildi. Avrupa Parlamentosu, İtalyan üyenin görev alanının değiştirilmesini istedi, Barroso reddetti, çünkü bunun daha başta otoritesinin sarsılmasına yol açmasından çekindi. Kriz Buttiglione'nin istifasıyla çözülebilirdi. İtalya Başbakanı Berlusconi'nin "Avrupa için bu soylu adımı at" çağrısına rağmen, "Evet, dini inançlarım güçlü. Ancak görevimle inancımı ayırmasını bileceğim" gerekçesiyle sonuna kadar direndi... Arada Buttiglione'nin geçmişi kurcalandı ve epey anlamlı bulguya rastlandı: 1970'lerde boşanma yasasına karşı mücadele vermişti. Onu kürtaja ve okullarda prezervatif dağıtılmasına karşı eylemleri izlemişti. 2001'de Berlusconi Hükümeti'nde Avrupa İşlerinden Sorumlu Devlet Bakanlığı'na getirilince ilk açıklaması "Profesör Wojtyla'nın asistanlığını yapacağım" olmuştu. Wojtyla, Papa 2'nci Jean-Paul'ün "sivil" adı. Bakanlığı süresince iki önerisini hükümete kabul ettirmek için çırpınmıştı: Kürtajdan vazgeçen kadınlara para yardımı ve dini eğitim veren okulların ödeneğinin artırılması... Buttiglione'nin siyasi hayatı didik didik edilirken, Vatikan da kavgaya karıştı ve olayın boyutları tümüyle değişti. Papalığın en önemli isimlerinden Kardinal Renato Martino, Avrupa Parlamentosu'nun Buttiglione'ye karşı olan üyelerini "Hıristiyan olan her şeye düşman, paralı ve kibirli yeni engizisyoncular" diye niteledi.
Tanrı ve Sezar'ın rolleri Vatikan'a cevap Buttiglione'nin skandal açıklamaları yaptığı Parlamento'nun Özgürlükler Komisyonu Başkanı Jean-Louis Bourlanges'tan geldi: "Engizisyon sözcüğünü ağzına en son alması gereken bir kurum varsa o da Vatikan'dır. 'Buttiglione'nin atanmasına karşı çıkan bir Hıristiyan, inancının gereğini yapmamış sayılır' diyen, Kardinal bile olsa karşısında beni bulur. Kilise'nin hükümetler, milletvekilleri bir yana, sokaktaki vatandaşın bile kararlarına karışmaya hakkı yok. Vatikan'a Almanya eski Başbakanı Konrad Adenauer'in sözünü hatırlatırım: 'Papazlar Kilise'yi yönetsin, ülke işlerini ben götürürüm. Herkes kendi işine baksın' derdi." Ve sonunda oylama günü geldi çattı. Komisyon'un en iyimser hesapla 315'e karşı 340 oyla reddedileceği ve AB'nin anayasal krize sürükleneceği ortaya çıkınca Barroso teslim oldu: Oylamayı önlemek için ekibini çekti. Şimdi Buttiglione'nin dışarıda kalacağı yeni bir ekip kuracak. Böylece "Kürtaja, eşcinsel haklarına ve kadının konumunun güçlendirilmesine karşı biri Avrupa yasalarını uygulayamaz. Tanrı, Sezar'ın yerini almaktan vazgeçsin" diyen laikler, Vatikan'a ağır bir ders vermiş oldular. Bu olay herhalde bazı çevrelerin, zinanın suç sayılması önerisinin Avrupa'da neden kıyamet kopardığını daha iyi anlamalarını sağlar. Çünkü sorun zina değil, zihniyet...
|