Bugün Türkiyelilik, yarın Kürdiyelilik
Başbakanlık İnsan Hakları Danışma Kurulu'nun -bazı üyelerince yok sayılan- karakuşi raporu sayesinde 'Türkiyelilik' buluşu (!) üstüne biraz daha etraflı bir tartışma yapma imkânı doğdu.. Ne buluş ama?! Çözüm üretme ihtimali sıfır, aksine yeni ve çok derin bir fitne çıkarma ihtimali yüksek bir tılsım! Bu fitne, ürkütücü bir Türk ırkçılığının patlaması ihtimalidir. Herhangi bir başka etnik kökenden değil de sadece bir tek kökenden insanlar uğruna dava yürütmek ve adına 'Kürt sorunu' demekle başlayan hareketin tırmandırıldığı oranda karşı fitne daha büyük bir tehlike olarak patlayacaktır. Eğer şu dört kesim kafalarını değiştirmez ise Türklerle Kürtleri boğazlaşmaktan hiç kimse alıkoyamaz! 1) Bu ülkede ana unsura denk ikinci bir 'ulus'un tanınmasını isteyen Kürt kökenli siyasetçi ve aydınlar. 2) Aynı davaya çağdaş 'Haçlı Seferi' ruhuyla adeta mutlak sözbirliği içinde destek veren Batı. 3) Batılı gizli servislerin emriyle bu Kürt davasına sarılan Beyaz Türk medya militanları. 4) 'Türk' kelimesinin ülke için 'şemsiye kimlik' olarak benimsenmediğini gördüğü için samimi duygular ve düşüncelerle 'Türkiyelilik' tanımından medet umanlar.. Efendim böyle bir kelimelik değişim 'iç savaş sebebi' olabilir mi? İşte bütün maceranın püf noktası tam da bu 'istifham-ı inkari' (=yalanlayıcı soru) içinde zaten!. Elbette 'Türkiyelilik' deyimini resmileştirmekle savaş çıkmaz. Kişinin 'Ben Türk değil Kürdüm' demesine engel mi var? Fazladan 'Ben Türk değil, Türkiyeli Kürdüm' diyecek de, o zaman mı sorun olacak? Savaş, 'Türkiyelilik' ifadesinden rahatsızlık duyanların tepkisiyle oluşacak değil ki! Savaş yarın muhakkak 'Bu da yetmez; Türkiyelilik de Türk kelimesinden türüyor' diyecek olanların azgınlıklarından çıkacak.. Nasıl çıkacak? Türk kökenli olup da hayatında bir gün bile Türklük gibi bir dava gütmeyen, siyasetle ilgisi bulunmayan, diplomalı veya diplomasız pek çok vatandaş, 'Tırmanan Kürt ırkçılığı' karşısında ister istemez nefretle dolarak keskin bir kutuplaşmanın karşıt safında yer almaya başlayacaktır.. Tarihinin hiçbir döneminde, kurduğu herhangi bir devlette 'ırkçılık' yapmayan, öyle bir özelliğe sahip bulunmadığı için yönettiği hiçbir halkı kendi içinde eritmeyen, aksine kendisi azınlık durumuna düştüğünde kolayca başkalaşıp eriyebilen Türk milletinden asıl isteneni anlamamakta inat ve ısrar ediliyor! İyi niyetli, çok zeki ve sözünün eri sayılı Batıcı aydınımızın da anlamadığı bu sinsi talep karşısında 'Türkiyelilik' deyimini çözüm sanmak tükürükle kanser tedavi etmeye çalışmaktan farksızdır! Bu sinsi talebi bir kere daha somutlaştırıyorum: Türkiye'de iki kavim vardır; Türkler ve Kürtler. Bunu kabul edin ve gereğini yapın; kendinizi Valon ve Flaman diye ikili devleti örnekleyen Belçika'ya benzetin! Fakat gelin görün ki, Kürtçü olmayan saf ahali, bin defa tekrarladığım 'Neden Çerkez, Laz, Arnavut, Boşnak meselesi değil de ille de Kürt meselesi' sorusunun daima cevapsız kalmasından bile şüphelenmiyor, uyanıp fitnenin boyutlarını algılayamıyor.. Oysa yarın 'Türkiyelilik şemsiyesi'ni resmileştirsek göreceğiz ki Kürt ırkçılarının şikâyetlerinden bir şey eksilmeyecektir. Kendilerini 'kültürel hakları verilmemiş' mağdurlar şeklinde göstermeye devam edeceklerdir. Devletin sunduğu hiçbir hizmet ve imkânı beğenmeyecek, kısacası bağımsız Kürdistan veya Kürdiye rüyalarını gerçekleştirene, bu rüyaya Erzurum ve Rize'yi bile katana kadar doymayacaklardır. Çünkü bugün artık yeryüzünde hiçbir millette görülmeyen bir 'Kürt megalomanisi' oluşmuştur. Bu öylesine amansız bir büyüklük duygusu ki, zırcahil kitleleri on bin yıllık tarih masalıyla kızıştırıyor, Med safsataları üretiyor, bir zamanların 'Güneş Dil Teorisi'ne rahmet okutturacak efsaneler uyduruyor.. Üstüne üstlük bütün bu kültürü (!) yok edenlerin başı olarak da Türkleri göstererek amansız bir nefret aşılıyor. O kadar ki, faraza 'Diyarbakır'daki büyük Kürt tarihinden eserleri bize gösterir misiniz?' diye sorduğunuz zaman 'nefret testi' yapabiliyorsunuz: -Türkler eserlerimizi bıraktı mı ki? Şu kin bombacılarına bakınız! Türkler Rum'un, Ermeni'nin, Yahudi'nin, Arap'ın, Fars'ın eserine dokunmamış ama Kürtlerinkini mahvetmiş.. Milyonların beynini böyle yıkayan Kürt ırkçılarına pek çok saf Türk de su taşıyor.. Bu aşırılık mutlaka karşıtını doğuracağı için Türkiye'den yeni bir ulusa vatan payı arayan bölücüler ve işbirlikçileri aslında 'Kürt düşmanlığı' üretiyorlar..
|