| |
|
|
Ne elmadır, ne de nar...
Kazım Mercan "Çalgı Yapımcısı." Yavru Turna Mahallesi, Kıbrıs Caddesi'nde "atölyesi, satış galerisi" var. Saz yapıyor, kabak kemane yapıyor, kaval yapıyor. "Yurtdışına, yurtiçine" satıyor. Ayrıca kültür merkezinde Çorumlu gençlere "saz çalmasını" öğretiyor. Akşamları "sağa sola... Düğün, derneğe" gidiyor, çalıyor, söylüyor. - Sizin anlayacağınız abi, günde 24 saat bana yetmez... Çalışmayana ekmek yok.
*** - Çal bakalım Kazım Mercan. - Bir Çorum türküsü çalıp, okuyayım mı? Ne elmadır ne de nar, Gönül çeker ahuzar, Her derdin çaresi var, Benimki de sensin yar. Kazım "meydan sazı" da yapıyor, "divan sazı" da. "Tambura" da, "cura" da. - 100 milyona sattığın sazdan, kaç para kazanıyorsun? - 30 milyon... Ona da şükür. Gürgenden, maundan, ardıçtan da saz yapıyor ama... - Sazın iyisi duttan olur... Aşık Veysel der ki: Ben bir insanoğlu sen bir dut dalı, Ben atamı sen ustanı unutma.
*** Kazım "oyma dut" bir meydan sazı yapmış. "Tekne formunda." - Kazım bu saz kaça? - 600 milyon... 500'e bırakırım... Tabii bu benim istediğim fiyat... Pazarlığa açığım.
*** Kazım'a göre gençlerin "ille de memuriyet" diye tutturmasına gerek yok. - Abi, saz yap para kazan, keman yap, para kazan... Hele bir de hem yapıp, hem çalarsan, iki kat kazanırsın.
|