80'lerin ruhu geri döndü
Bugüne dek 70 milyondan fazla albüm satan efsane grup Duran Duran 20 yıl aradan sonra orijinal kadrosuyla sıkı bir dönüş yaptı.
Bantlı kafalar, zevksiz saçlar, şalvar pantolon, havlu çorap, vatka, cart renkli neonlar, break... Toplumsal idealizmin düşüşü, hazcılık ve bireyciliğin yükselişi... Nereden tutarsanız elinizde kalacak bir dönem. Gelgelim 80'lerin -başta tu kaka edilip sonra itibarı iade edilen- parlak bir yönü de var: Pop müzik. Derinlikten yoksun olduğu iddiasıyla burun kıvırılsa da o yılların popüler müziği dinamik, renkli ve melodiler açısından son derece zengindi. Rock müziğin kadük, metal türevlerinin başıbozuk ama popun kişilikli olduğu özel bir zamandı işte... Duran Duran o dönemin aydınlık yüzlerindendir. Söylenegeldiğinin aksine bugünkü "Boys band"lerin değil, yükselen punk değerlere tepki olarak gelişen New Romantics akımının öncüsü sıfatıyla "Brit-rock"ın hamilerindendir. Elemanları enstrümantalist, besteci ve söz yazarı kimlikleriyle birer "Müzik adamı"dır. Grubun dezavantajı belki ününü Girls on Film, Planet Earth, Rio gibi hoş ama hafif şarkılarla yapması belki de elemanların fazlaca yakışıklı olmasıdır!
26 YILIN ANALİZİ: ASTRONAUT Duran Duran 20 yıl aradan sonra "Orijinal beşli" siyle 12 yeni şarkıdan oluşan bir stüdyo albümü yaptı. Eski zamanlarından son albüm "Medazzaland" a kadar tüm diskografilerinin bir analizi olan "Astronaut", 45 dakikalık DVD hediyesiyle 27 Ekim'de yayınlanıyor. Dünyada 11-12 Ekim'de satışa sunulan albümün ilk single'ı "(Reach up for the) Sunrise" İngiltere listelerine 5'inci sıradan girdi. "Astronaut" çok güzel bir albüm. Ama böyle geri dönüşlerde hep "Eski fanatik tavrı" gibi bir tehlike bekler sanatçıyı... Albüm, 80'lere göz kırparken günümüz müzik değerlerini de ıskalamıyor; belli ki üzerinde iyi düşünülmüş, çok çalışılmış. "What Happens Tomorrow", "Astronaut", "Nice" ve "Still Breathing" çok kaliteli şarkılar. Albümün genelinde klavyeler -Pop Trash hariç- eski soundlarıyla karşılaştırıldığında oldukça geri planda kalmış. Andy Taylor'a "Hoşgeldin" dercesine, gitarlara epey torpil geçilmiş (iyi de olmuş). Simon Le Bon'un sesi hala çok güzel. Davulcu Roger Taylor müziksiz geçen yıllarında ritm duygusundan bir şey kaybetmemiş. Basist John Taylor ise rock deneyimlerini sonuna kadar kullanmış. Kompozisyonlar usta işi: Şan melodilerine yaslanılmamış, şarkılarda enstrümanlar soliste eşlik etmekten öte müziği karakterize eden birer öge olarak yer alıyor. Kısacası "Astronaut" çok iyi bir pop-rock albümü. Klavyeci Nick Rhodes ve John Taylor tarafından 1978'de kurulan grubun 26 yıllık biyografisini buraya sığdırmak mümkün değil. Kısaca, tekamül sürecinde pop'tan rock'a, eğlenceden düşünceye, 'chart'lardan koleksiyona geçiş yapan; "MTV Ömür Boyu Başarı Ödülü"ne sahip önemli bir grupla karşı karşıyayız. Duran Duran "Astronaut"la eski fanlarını da yeni nesil müzikseverleri de mutlu edecek.
Hakan Töre
|