  |
|
Dedenizi öldürdüler mi?
Fırına geldiğimde ortalıkta ekmek görünmüyordu.. Eski bir dostum olan fırıncı: 'Biraz bekleyeceksin Hocam' dedi, "2-3 dakikaya kadar çıkartıyorum.." Kenardaki tabureye oturup beklemeye koyulurken, içeriye yaşlıca bir adamın girdiğini gördüm.. Eskimiş ceketinin sol yakası altında bir madalya parıldıyor ve yürürken hafifçe topallıyordu.. Selam verdikten sonra: - 'Ekmeklerimi alayım' dedi, 'Benim ikizler acıkmıştır..' Fırıncı, adamın kendisine uzattığı torbayı alarak tezgahın altına eğildi ve 1 gün öncesine ait olduğu anlaşlan ekmeklerden 4-5 tane koydu.. Ekmeklerden bazılarının altı yanmış, bazıları da her nedense şeklini kaybetmişti.. Fırıncıya doğru sokularak; - 'Neden taze ekmek vermiyorsun?..' dedim.. 'Biraz sonra çıkacak ya..' Fırıncı: "Kendisi bozuk ekmekleri istiyor..' dedi, 'Çok fakir olduğundan ona yarı fiyatına veriyorum..' -'Kim bu adam?..' diye sordum.. -'Kore gazilerinden..' dedi.. Oğluyla gelini bir trafik kazasında vefat edince, ikiz torunlarını yanına almıştı.. Yıllardır onlara bakıyor hem de çok az bir maaşla..' Fırıncının anlattıkları karşsında içimin yandığını hissettim.. Ufak da olsa bir şeyler yapmak istiyordum.. -'Aradaki farkı ben vereyim..' dedim, 'Hiç olmazsa bugün taze ekmek yesinler..' Fırıncı teklifimi kabul etti.. Biraz sonra çıkan sıcak ekmekleri büyük bir umursamazlıkla yaşlı adamın torbasına doldururken, - 'Çok şanslısın Hacı amca' dedi.. 'Çocuklar için bugün sana pasta gibi ekmek vereceğim..' Yaşlı adam, bir evlat sevgisiyle kucakladığı torbayı göğsüne bastırırken: 'Allah senden razı olsun evladım..' dedi, "Bugün onların doğum günleri olduğunu nereden anladın..' Bu öyküyü okurken, kendimi bir anda Ankara Koleji'nin ilkokulunda buldum.. Daha üçüncü sınıftaydım.. Yaşım 9'du.. Okulun önünde bir nur yüzlü bir dede, rengarenk boya kalemleri satardı.. Torunları olduğunu, sattığı o kalemlere onlara baktığını söylerdi.. Önce bir iki kalem aldım dededen.. Sonra o nur yüzünü o kadar sevdim ki, her sabah okula giderken, kendimi onun önünde durmak zorunda hissediyor, rengarenk kalemlerden alıyordum.. Her kalemden 2'şer 3'er tane olmuştu.. Nur yüzüyle gülümsüyor, mutlu olduğunu gösteriyordu.. Kalemler bitti, silgi, kalemtraş ne varsa alıyordum.. Sonra bir gün veliler şikayet ettiler Dede'yi.. "Okulun önünde çocuklarımıza duygu sömürüsü yapıp kalem satıyor.." diye.. Önce okulun biraz uzağına taşıdı tezgahını Dede.. Sonra oradan da gönderdiler onu.. Günlerce ağladım.. Dede gitti diye.. Şimdi yazarken gözlerimden yaşların boşandığı gibi.. Bugün Ramazan.. Sakın siz de çocuklarınızın Dede'sini öldürmeyin.. İftarınızı Dede'lerle paylaşın..
|