| |
|
|
Göçer ve adalet
Konya'da 5 yıldır süren dava dün 37'nci celsede karara bağlandı ve Veli Göçer, oğlu ile ortağı 25'er yıl hapis cezasına çarptırıldı. Gerekçe: "Tedbirsizlik ve dikkatsizlik sonucu birden fazla kişinin ölümüne sebebiyet vermek..." Göçer, 17 Ağustos 1999 depreminde Yalova'nın Çınarcık ilçesinde yaptırdığı konutlardan 400'ünün yıkılması sonucu 195 kişinin ölümüne yol açmakla suçlanıyordu. Eminiz, kamuoyunun ezici çoğunluğu "Yaptığı yanına kâr kalmadı" veya "Hak yerini buldu" diye düşünüyor. Ama bizce hak yerini "tam" bulmadı. Hayır efendim, Göçer'in suçsuz olduğunu öne sürmüyoruz. Tek suçlunun o olmadığını söylemek istiyoruz. Depremde yine Çınarcık'ta birçok yapsatçının siteleri de yüzlerce kişiye mezar oldu. Hepsi de "Zaman aşımı"ndan kurtuldu. İkinci itirazımız: Göçer davasında hukukun temeli olan "Tabii hakim" ilkesi çiğnendi. Davanın, suçun işlendiği yerde, Yalova'da görülmesi gerekirdi. "Kamuoyu infiali" ve "Sanığın can güvenliği" gibi gerekçelerle Konya'ya alındı. "Sanığın can güvenliğini sağlamak" devletin görevi ve sorumluluğu değil mi? Ve nihayet Göçer'in suç ortaklarının yargılanması engellendi. Devlet memuru statüsünde olan belediye görevlileri ve belediye meclisi üyeleri için ne soruşturma izni verildi, ne de dava açma. 4 Aralık 1999 tarihli ve 4483 sayılı Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hakkındaki Kanun gerekçe gösterildi. Memurları asılsız suçlamalardan korumayı amaçlayan yasa dokunulmazlık zırhına dönüştürüldü. Oysa bölgeyi imara açan, inşaat izni veren, inşaatları denetleyen, oturma raporu veren hep belediye yetkilileri... Kısacası Göçer "Günah keçisi" yapılıp "Kamu sorumluluğu" unutturulmak istendi. Bu dava burada bitmez. AİHM'e kadar gider. Bir kez daha vurgulayalım; biz Göçer'i değil birgün herkese lazım olacak adaleti savunuyoruz.. Adaletin su kadar berrak olmasını istiyoruz.
|