Biraz hüzün!
Bir zamanlar, ülkenin geleceğinin planlayıcısı sayılan devlet, artık "bugünü kurtarma"nın devleti. "Kamu geliri"ni halk adına, halk için "kamuya yatırdığı" varsayılan devlet, artık rutin hizmetler dışında, geleceğe hiç yatırım yapamayan bir organ. Bir ekonomik krizin ardından, bugünkü "serbest ekonomi"nin temellerinin atıldığı 1980'de bile, bütçesinin yüzde 21'ini, yani beşte birini "yatırımlar"a ayırabilen devlet... Artık, o bütçenin sadece yüzde 5'ini, yani 20'de birini, o da muhtemelen göstermelik olarak, "yatırımlar"a harçlık diye sunabiliyor. Borçlanmanın azmaya başladığı o tarihte, iç ve dış borç ödemesi kalemlerinin iki katından fazla "yatırım" öngörebilirken, şimdi ancak 6 ila 10'da biri kadarını mümkün görüyor. Ve sanmayın ki, "kadrosu şişkin devlet"in bütçesini, büyüyen "personel harcamaları" yutmuştur: 24 yıl önce bütçe harcamalarının yüzde 32'si olan "personel"in payı, bugün yüzde 20. O dönemde, borç ödemelerinin üç katından fazla iken, bugün yarısı kadarı "personel."
*** Bir çeyrek asır boyunca az gittik, uz gittik; hem büyüdük, hem semirdik. Bir yandan zenginleşirken, bir yanımızla yoksullaştık. "Ne ararsan bulursun" olduk da, toplumun çoğunluğunda, gençlerinde umudu daha az bulur olduk. Kendimizi vitrinlerle, tüketimlerle ifade eder, gururumuzu eğlence dünyamızda arar olduk. Bu arada, "hepimiz adına", geleceğin temel taşlarını döşeyeceği varsayılan "devlet" kayboldu. Umutların değil, mali açıkların disiplininin "büyük devleti" olarak keçiboynuzu gibi kaldı.
*** Devleti, sadece yolsuzluk, israf, kötü yönetim kaynağı olarak görüyor, siyasi-ahlaki bir meseleyi, "kamusallık"ın teorik-pratik kaçınılmaz çöküşü diye kabul ediyorsanız... Sadece "gölge etmesin yeter" sektörünün samimi yahut devletten beslenmeye, nemalanmaya devam eden iki yüzlü aktörlerindenseniz, umurunuzda olmayabilir. Lakin, 70 milyona, bu arada 70 milyonun en mağdurlarına, en yoksullarına, en umutsuzlarına da ait bir "kamu varlığı" sayabiliyorsanız devleti, tablo vahimdir. Bu ülkede milyonlarca insanın hayatı, hala devletin çakacağı çivilere bağlıdır. Bu ülkede milyonlarca çocuğun geleceği, hala devletin atacağı harçlara bağlıdır. "Bireysel yırtmalar"ın sarhoşluğu içinde, "toplumsal kalkınma"nın alfabesini bile çöplüğe yollayarak, kavruk yöreler ile kırık insanlardan mamul buruk bir ülkeniz olur sadece. Toplumsal destekle iktidar olduğunu varsayan bir hükümet de... Onun bakanı da... Elindeki "yatırımsız, geleceğe dair fikirsiz" bir günü kurtarma bütçesine mecbur kalmışsa, bu kadar keyifli olmak yerine, biraz hüzünlenir hiç olmazsa! Azıcık üzülür!
|