Milli Prodüktivite Merkezi (MPM) 3. verimlilik raporunu yayınladı. Rapora göre Türkiye, OECD ülkeleri arasında verimliliği en düşük ülke oldu. Türkiye'de büyüme verimliliğe dayanmıyor ve mevcut kaynakların eksik ve kötü kullanılmasından dolayı yeterince yeni iş, istihdam ve gelir yaratılamıyor.
Bu durum, gelir dağılımındaki bozulmanın giderilmesine ve büyümenin sağlıklı ve istikrarlı bir yapıya kavuşturulmasına engel teşkil ediyor.
Raporda, Türkiye'de toplam faktör verimliliğinin 1972-1991'de büyümeye katkısının yüzde 9.5, 1992-2000 döneminde ise yüzde 2.1 olduğu vurgulanırken, batıda girdilerin büyümedeki payının yüzde 30-40 civarında, teknolojik ilerleme, yaparak öğrenme, eğitim ve yönetimde etkinlik gibi konularda ise yüzde 60-70'e kadar çıkmakta olduğu bildiriliyor.
Rapora göre bu bulgular, batıda kalkınmanın ağırlıklı olarak verimlilik üzerine oturtulmasına yol açarken, Türkiye ve benzeri ülkelerde bu konu anlaşılamamış ve gereği yapılamamıştır.
Bu sonuçlara göre, 1994-2001 yılları arasında Türkiye imalat sanayiinde Toplam Faktör Verimliliği kümülatif olarak yüzde 8.4 düştü. Yıllık olarak ortalama 1.23'lik düşüşe denk gelen bu gelişmenin kaynağı, bu yıllar arasında yatırımların yetersizliği ya da meydana gelen yıpranmaların yatırımlar ile telafi edilememesi nedeniyle yüzde 4.7'lik bir negatif teknolojik gelişme olarak gösterildi.
Türkiye imalat sanayiinin yapı itibariyle teknolojiye uzak, az ve eski teknolojilere yatırımla tanımlandığı raporda, imalat sanayi çıktısının artırılabilmesi, ülke gelir ve refahının yükselmesinin ancak Toplam Faktör Verimliliği artışıyla mümkün olabileceğinin altı çizildi. Bu nedenle stratejik ağırlığın yeni ve teknoloji ağırlıklı yatırımlara kaydırılması gerektiği belirtildi.