| |
Hoşgeldin Ergün
Görkemli bir törenin ardından farklı bir skor geldi. Bunu nasıl buldunuz? G.Saray'ın genel gidişinde bir değişiklik yok. Çok zayıf bir rakiple oynadılar yine kendi sahalarında. Ve Hakan Şükür'e gol attırma diye bir ısrarları olmasaydı 2 rakamlı bir skora dahi ulaşabilirlerdi. Hakan Şükür'ün böyle yardımlara ihtiyacı yok. Bu şekilde oynandığı zaman da kendisine ilave baskı biniyor. G.Saray bildiği topu oynasa gol rekoru yapar, Hakan da bu arada fileleri havalandırarak gollerini ağlara yollardı. Ama G.Saray'da böyle bir düşünce yoktu. Başta Hasan Şaş -ki dünün iyilerinden biriydi- herkes ısrarla Hakan'a oynayınca Kayseri savunmasının işi kolaylaştı. Her topun Hakan'a geleceğini bildiklerinden ve artık ezberlediklerinden savunmalarını ona göre yaptılar ve pek çok gol pozisyonu başlamadan eridi. Günün dikkati çeken yanı Ergün'ün nihayet eski günlerine döndüğünü göstermesiydi. Ergün Penbe, sahanın da, G.Saray'ın da yıldızıydı. Buna karşılık Baliç özellikle ikinci yarıda G.Saray'ı 10 kişi oynattı. Hagi'nin bu kadar genç adam dururken Baliç'te bu kadar ısrar etmesini anlamak mümkün değil. AEK maçında sahaya sürdüğü ve çok iyi oynadıklarını gördüğümüz gençlere hâlâ güvenmemesini, onları maç kadrosuna almakta ısrar ederken, dökülen Baliç'i oynatmasını anlamak mümkün değil. Dökülen sözcüğünü mecaz değil sözlük anlamıyla kullanıyorum. Baliç, matmazel sıfatını kazanacak kadar yerlerde süründü. Düşmesi için yanından birinin hızlı geçmesi yeterli. Fatih Terim, "Ayakta durmayı denese onu oynatacağım" derdi. Fatih Hoca'nın ne kadar haklı olduğu ortada. Sabri ve Saidou'yu oynattığı zaman, "Bunları düşündüğü için değil mecburen oynatıyor. Baliç ve Conceiçao'nun sakatlıkları yüzünden takıma aldı. İyileştikleri zaman görürüz" demiştim. Beni mahcup etmedi. Baliç iyileşti, Sabri kenarda. Conceiçao iyileşince Saidou ne olur bilemiyorum, ki o Saidou, Ergün'le beraber G.Saray'ın en başarılı iki oyuncusundan biriydi. Özellikle ikinci yarıdaki G.Saray savunmasını çok dağınık buldum. Bugüne kadar geri dörtlü özellikle orta ikili fevkalade iyi oynuyorlardı. Bu defa Song, eski Song değildi. Yerine giren Bülent de durumu düzeltemedi. Bu yarıda oyuna giren Fazlı, G.Saray ceza alanında piknik yapar gibi dolaştı. Hikmet Karaman, maça Fazlı'yla başlasaydı G.Saray ilk yarı bu kadar rahat olabilir miydi bilemiyorum.
Hakem Cem Papila için ne diyeceksiniz? Cem Papila'yı beğenmedim. G.Saray'a çok kolay sarı kartlar çıkarırken ve faul çalarken benzer pozisyonlarda Kayseri'ye devam işareti yaptırıyor. Kapalı tribünün önündeki yan hakem de felaketti. Onun bildiği ofsayt kuralı 5 sene geride kaldı. Artık aynı hizada oldu mu, ofsayt yok. Ayrıca FIFA diyor ki şüphedeysen kaldırma. Hakan Şükür'e iki, Ümit'e bir ofsayt kaldırdı ki gülünür. Bu pozisyonun sonunda Ümit bir de sarı kart gördü. Düdükten sonra vurulan her topa sarı kart kuralı artık yok. Papila'nın bunu bilmesi lazım. O vuruş eğer protesto vuruşuysa ancak o zaman kart gösteriliyor. Karan'ın vuruşu öyle değildi. Nitekim 91.dakikada Ümit gene düdükten sonra bir şut daha attı. Bu defa kart yok. Niye? Papila, "Ben büyük takımlardan, hele ev sahiplerinden etkilenmem" diyorsa bunu yanlış düdük ve kartlarla değil maçı başından sonra doğru yorumlayarak sağlar.
G.Saray'ın geleceğini nasıl görüyorsunuz? Haftalardır söylediğimi bir kere daha tekrarlayayım. Hagi, takıntılarından vazgeçerse Galatasaray sahada 11 adamla mücadele etmeye başlarsa iyiye giden futbolunu daha da zenginleştirir. 5 gol atmak için Kayseri gibi çantada keklik takımları da beklemez. Hagi, gözlerini Galatasaray'ın dününden ayırıp yarınına çevirmeli.
|