|
|
Benim idolüm Hülya Koçyiğit
6yaşımdan itibaren fanatik biçimde severdim. Odamın duvarında Hülya Koçyiğit, Yılmaz Güney ve Galatasaraylı Metin Kurt'un posterleri vardı. Hiç unutmam, 6 yaşındayken bir gün babam Fenerbahçe'ye denize götürürken bir baktım Ediz Hun ve Hülya Koçyiğit "Samanyolu'' filmini çekiyorlar. Deli gibi kenara çekilip izlemiştim, sanki rüyadaydım. Lisede "Umutsuzlar'' filmi Moda çay bahçesinde çekiliyordu. Yılmaz Güney'le Filiz Akın'ı görmüştüm. Fatma Girik ve Türkan Şoray'ı gazetecilik yıllarımda gördüm. Hülya Koçyiğit'in yeri ayrı yaşamımda... Nikah şahidimdi, çocuğum doğduğunda ilk ziyarete gelen oydu.
FİKİR ANNESİ KOÇYİĞİT Hülya Koçyiğit'e, benim onun hayatını yazmam için bir teklif geldi. Hülya abla da derhal "Bir şartla kabul ederim, Bircan önce dördümüzün hikayesini ondan sonra benim hikayemi yazacak'' dedi. Filiz Akın müthiş destekledi. Fatma Girik de böyle bir kitap içinde olmaktan gurur duyacağını söyledi. Türkan Şoray her an beraber olduğum bir insan. Geçen yıl ekim ayında bitmesi gerekiyordu. Fatma Girik'in dizisi yüzünden ertelendi. Sonra da araya Filiz ablanın hastalığı girince kitap tam bir yıllık ertelemeyle bu ekime kaldı.
YAŞLANMAKTAN KORKUYORLAR 60 yaş civarında olmak kimi korkutmaz ki... Sonunda onlar da insan, korkuları var, yarınla ilgili mutsuzlukları var. Fakat Fatma Girik bütün bunların çok dışında... "61 yaşındayım ve hâlâ güzelim. 80 yaşına kadar güzel kalırım. Çünkü ben hâlâ aynaya Memduh beni güzel görsün diye bakıyorum'' diyor. Ama yalnızlıktan asla korkmuyorlar. Belgin Doruk'un yalnızlığını, Cahide Sonku'nun o korkunç sonunu yaşamayacaklarından eminim. Hepsinin çocukları var. Maddi olarak da yaşam garantileri var.
|