Bir konser ve...!
Geçtiğimiz hafta milli maç oynanınca süper lig tatil ya, fırsat bu fırsat soluğu yavru vatan Kıbrıs'ta aldım. Yaz aylarının son günleri doyumsuz oluyor. Rutubet yok, sıcak değil, serin de değil. Yani hava anlatılır gibi değil. Tek kelime ile "limonata". (Öyle derler ya ısısı ayarlı hava için) Üstüne üstlük Bella-Pais de (Kıbrıs'a hakim bir tepede kurulmuş, yüzlerce yıllık muhteşem tarihi bir manastır) Fazıl Say konseri var. Güneş, deniz, Fazıl Say konseri... Daha ne isterim! Colony Oteli'nin sahipleri Erbil Bey ve zarif eşi Arzu Hanım "davetiyeniz bizde" deyince "tamam" dedim. Hayat budur işte! Konser için yerlerimize oturunca, bir an piyanoyu ben çalacağım zannettim. O kadar yakınım Fazıl Say'a! Birçok konserine gitmiştim Say'ın. Fakat bu defa başka türlü keyif aldım. Her parçasını büyük bir zevle dinledim. Normal değil insan üstü çalıyor. Sonraki sohbetimizde çocukken dinlediği müzikleri evdeki aletler ile çalabildiğini öğrendim. Özel bir yetenek, bir deha! Parmakları piyano tuşlarına vurmuyor, "adeta dans ediyor". O kadar uyumlu kullanıyor ki ellerini piyano üzerinde, mutlaka görmek lazım! İki saate yakın konser bir çırpıda bitiverdi. Kıbrıslı sanatseverler öyle çılgınca alkışladılar ki Say'ı; beş kez daha sahneye çıkmak zorunda kaldı. Tebrikler ve teşekkürler! Fazıl Say'ın piyano ile uyumunu düşünürken Beşiktaş geldi aklıma. "Beşiktaş niye bu kadar uyumsuz" diye. Bir yandan konserin verdiği şevk ile bitmemesini isterken, diğer yandan da Beşiktaş'ın bu yıl oynadığı maçlar için "artık bitsin" diye dua ettiğimizi anımsadım. Sonra... Üzüldüm, hem de çok üzüldüm! Belki birçoğunuz "nereden çıktı bu seyahat-konser yazısı?" diyorsunuz. "Dışkı" gibi laflardan kendimi ve sizleri uzaklaştırmak istedim. Yakıştıramadım Beşiktaş'a! Kime ne için söylendiği, kimin haklı olup kimin olmadığı umurum değil! "Seviyeyi" düşünürüm ben. "Beşiktaş ve Beşiktaşlı böyle kelimelere layık değil!" diye düşünüyorum ve; Düşündüğümü de yazıyorum. Diyarbakır maçı öncesi daha da fazla yazmak istemiyorum. Bilmem anlatabildim mi niye konser yazdığımı?
|