SABAH - 16/10/2004 - İstanbul'da Ermeni melodisi

Şu an 16 Ekim 2004 - Cumartesi tarihli sabah.com.tr'yi okumaktasınız.
Bugüne ait sabah.com.tr içeriği için tıklayın »

	Yazarlar

	» Günün İçinden

	Ekonomi

	Gündem

	Siyaset

	Dünya

	Spor

	Hava Durumu

	Sarı Sayfalar

	Ana Sayfa

	Dosyalar

	Arşiv

	Etkinlikler

	Günaydın

	Televizyon

	Astroloji

	Magazin

	Sağlık

	Cuma

	Cumartesi

	Aktüel Pazar

	Otomobil

	Sinema

	Çizerler

Google Arama

İstanbul'da Ermeni melodisi

Ermenistan Devlet Korosu ve Filarmoni Orkestrası Türkiye'de ilk konserini verdi. Dostluğun iyice ortaya çıktığı konserde gözler Ohannes Çekiçyan'daydı.

Ermenistan Devlet Korosu ve Filarmoni Orkestrası ilk kez Türkiye'ye gelerek Lütfi Kırdar Kongre ve Sergi Sarayı'nda bir konser verdi. Türkiye Ermenistan dostluğunu pekiştirmek amacıyla düzenlenen konser Sahakyan Okulu'ndan Yetişenler Derneği tarafından Şişli Belediye Başkanlığı sponsorluğunda gerçekleşti. 160 müzisyenden oluşan Ermenistan Devlet Korosu ve Filarmoni Orkestrası'nın Paris Akademisi Büyük Ödülü sahibi şefi Ohannes Çekiçyan ise dün akşamki konserin en fazla ilgi çeken ismiydi. Çünkü doğma büyüme İstanbullu olan Çekiçyan, "Havasına ihtiyacım olan tek şehir" dediği İstanbul'da konser vermekten çok memnun olduğunu belirtiyor. 1929 yılında İstanbul'da doğan Çekiçyan, 1961 yılına kadar burada yaşamış. Daha sonra Moskova'dan gelen bir davet üzerine İstanbul'dan ayrılan sanatçı İstanbul'a bu süreçten sonra sadece misafir olarak gelmiş. Biz de Ohannes Çekiçyan ile konser öncesinde konuştuk...

* İstanbul'a en son ne zaman geldiniz?
Bir ay önce buradaydım. 1961 yılında temelli olarak İstanbul'dan ayrıldım ama gönlüm hep burada kaldı. İstanbul'a gelmek için hiçbir fırsatı kaçırmam. Burası benim tek tatil beldem.

* Peki neden ayrıldınız?
Biz aile olarak müziğe yatkın bir aileyiz. Büyükbabam klarnetçiymiş. Ben de müziğe olan ilgimden dolayı İstanbul Konservatuarı'nı bitirdim. 1958 yılında Türkiye'de ilk opera kurulduğu zaman ben dönemin şefi Aydın Gün'ün sağ koluydum. İstanbul Belediye Korosu'nun da şef muaviniydim. Ancak bir gün bana Moskova'dan müzik kariyerine orada devam etmem için bir teklif geldi. Ben de daveti kabul edip gittim.

* Müzisyen olarak şimdi burada olmak sizde ne gibi duygular uyandırıyor?
Bu benim için çok mühim bir konser. Burada beni az çok tanıyorlar. Söylenene göre konserin tüm biletleri satıldı. Bir de İstanbul'un havasını özlüyorum. Ben doğma büyüme buralıyım. Özellikle denizini özlüyorum. Doktorlar da bu havanın bana yararlı olduğunu düşünüyor. Tabii bir de işin yemek kısmı var. Döner, mantı ve balıklar...

* Eşiniz de burada mı?
Eşimi 4 yıl önce kaybettim. Benim için en önemli eleştirmen eşimdi. Fakat onu kaybettikten sonra büyük bir boşluk hissediyorum. Gün geçiyor ama akşam olunca anahtarı sokuyorum evin içerisi karanlık. Bekleyen kimse yok, konuşan kimse yok. Bakalım kısmet artık İstanbul'dan biriyle yeniden evlenebilirim.

Dilek SANCILI / HABER MERKEZİ