|
|
|
|
|
İki gazeteciye geçmiş olsun
|
|
Duygu Asena'nın hastalığı çok üzücü... Kadınlara bir devrim hediye eden Asena'nın kısa sürede iyileşmesini bekliyorum. Serdar Turgut'a da acil şifalar diliyorum.
Duygu Asena'nın sağlık haberleri beni çok etkiledi. Kendi köşesinde beyninde tümör teşhisi konduğunu söylüyor, yazılarına ise tedavi dışında devam edeceğini anlatıyordu. Yine ne kadar yalın, gururlu ve etkileyiciydi. Yüksel Uzel, Ebru Gündeş gibi birkaç arkadaşım daha beyin ameliyatı olup sağlıklarına kavuştular. Duygu da inşallah çok yakında kurtulacak ama şimdi akciğer enfeksiyonunu yenmesi lazım. O da olacak. Ay sonunda ben Houston'a kontrole gideceğim. Bana da "iyileşmişsin" derlerse, kabul ederse Duygu, Bircan, ben iyileşmeyi kutlayacağız. Bircan'la telefon ettik "geçmiş olsun" diye... Tesadüfen cep telefonunu kendi açtı. Ben de onu yormuş olmadığımı umut ederek Duygu Hanım'a da söyledim bunları.
KADINLARIN SESİ Düşünüyorum da meğer ne kadar seviyormuşum. Halbuki devamlı görüşen insanlar değiliz. En uzun bir Kapadokya gezisinde ki çok kalabalıktı, bir de Almanya'da bir Türkiye projesinin açılışında konuşmuştuk o kadar... Bu sevmenin içinde en çok onu beğenme duygusu var. O bizim Simone de Beauvoir'ımız. "Kadının Adı Yok" adlı bir kitapla çok kitap okumayan bir ülkeyi salladı. Bir kitapla kadınlara bir devrim hediye etti. Onun kadar toplumun bilhassa kadın kısmını etkileyen başka bir kitap olabileceğini sanmıyorum. Onun etkisiyle yaşadıklarını kader olarak görmemek gerektiğini düşünen bir sürü kadın hayatını değiştirdi veya bilinçli bir kabulleniş içine girdi. Ama hiçbir kadın onun kitabını okumadan evvel ve sonra aynı olmadı. Tanrım ne kadar beğenmiştim o kitabı... Konusu, işlenişi, sarsıcı üslubuyla, insanın içine oturuyor, kitabı belki dünyada türünde en başarılı yapıtlar arasına sokuyordu. İşte insan yazınca böyle bir şey yazmalıydı. Bir hemcinsimiz erkeklere parmak ısırtacak bir düşünce sistemiyle ve yazdıklarıyla onları şaşırtıyor ve saygılarını kazanıyordu. Cumartesi, pazar çok önemli isimlerin köşelerinde onun için yazdıklarını okudum, içim ısındı. Çünkü yalnız takdir değil, o buğulu gözlerle bakan sakin bir tavırla "dan dan" doğruları söyleyen, erkeklerin şakalaşmaya bayıldığı, kendi doğrularını yaşayan kadını hem güzel buluyorlar, hem de anlaşılan dost olarak da seviyorlardı. Az kaldı iyileşmesine... Şimdi emin ellerde... İnşallah çabucak şu enfeksiyon durumu hallolsun. Ameliyatını da olduktan sonra fıstık gibi olacak. Biz de onu bol bol şımartacağız. Ama şımarmaz ki! (Serdar Turgut Bey'e bir ara çok gücenmiştim. Onun umrunda değilse bile "tanımadan önyargılı hareket etmek tecrübeli yazarlara yakışmıyor" diye düşünmüştüm.) Kendisine acil şifalar diliyorum. Belli ki bütün bu alaycı ifadesi altında son derece duygusal biri... Zaten sağlık durumu iyiye gidiyor. Espri uğruna zaman zaman saklamaya çalıştığı, ciddi olduğunda koyuverdiği müthiş birikimi ve heyecanıyla imza atacağı gazeteyi bizler de heyecanla bekliyoruz.
|
|
|
|
|
|
|
|
|