| |
|
|
Anlatmak ve anlamak!..
Düşünür, "Ne kadar anlatırsanız anlatın, anlattıklarınız onların anladığı kadardır" demiş.. Şöyle de bakabiliriz.. "Ne kadar anlatırsanız anlatın, anlattıklarınız onların anlamak istedikleri kadardır." Ünal Özüak ve Kazım Kanat kardeşlerime yanıt vermek istemiyorum artık.. Çünkü biri Turgay Demirel, öteki Hakan Şükür takıntılı arkadaşlarım ben ne dersem diyeyim, sadece kendi istedikleri kadar ve kendi istedikleri gibi anlıyorlar. Kazım, Hakan konusunu yüzüne gözüne bulaştırdı. Beni bulaştıramaz. Okur ikimizi de okudu, dinledi.. İkimizi de biliyor, kararını verir. Ünal Özüak'ın Tanyeviç'i, bana sorarsanız sırf Turgay Demirel getirdiği için inkarı da, aslında kendini inkar oluyor. Ünal, fevkalade akıllı bir adam. İçtiğimiz su ayrı gitmiyor, o kadar yakın arkadaşız.. Onu en iyi ben bilirim. Basketbol milli takımına koçluk yaptı, bu işi iyi biliyor. Tanyeviç'i, bu federasyona, Avrupa Şampiyonası öncesi ikimiz tavsiye ettik. Ünal anlata anlata bitiremezdi. Tanyeviç geldi, basketbolla yakından ilgilenen bir gazeteci olarak benim bile adlarını bilmediğim birtakım gençleri ortaya çıkardı. Bakın Ülker bile Galatasaray'a bedava verdiği Fatih'i, Tanyeviç yönetiminde izledikten sonra "Vay neymiş be" diye geri alıp olay yarattı. Kendi kulüp takımlarında ömürleri kenarda geçen gençler, basketi nasıl oynadıklarını Tanyeviç sayesinde kanıtladılar. Büyük transferler yapmaya başladılar. Aydın Örs'ün bir türlü kullanamadığı İbo, nerdeyse basketbolü bırakacak yaşta, Tanyeviç döneminde NBA'ye transfer oldu. Örnekleri saymama gerek yok. Tanyeviç bu işte.. Ünal daniskasını biliyor.. O zaman.. Devam Kazım.. Devam Ünal.. Artık benden sizlere yanıt yok, bu konularda.. Takıntılarınızla boğuşun. Ben karışmam..
|